İçgüdüsel bir 'evlilik'...

Ofisin isminin nereden geldiğini daha önce anlatmamışsınız sanırım. Öncelikle neden Hâlükâr'ı seçtiğinizi öğrenebilir miyiz?

Gamze İşcan:  İsmimizin ‘X Design Studio' gibi İngilizce olmasını ve kısaltma kullanmayı  istemedik. Birlikte sözlük tarayıp, kelimeleri teker teker incelerken ‘hâlükâr'ı görünce çok hoşumuza gitti. ‘Durum ve iş' anlamını taşıması dikkatimizi çekti. Halükar olsun dedik.
Peki öncesinde nasıl bir araya geldiniz ve ofis kurmaya hangi noktada karar verdiniz?

Bilge Kalfa: İçgüdüsel evlilik… (gülüyor)

Gİ: Aslında bir araya gelmemizin de komik bir hikâyesi var. Son çalıştığımız yerde, Kocacıklıoğlu Mimarlık'ta ben ayrılıyorum diye Bilge benim yerime işe alındı. Sonra kısa bir süreliğine ofise geri döndüm. Ama o bir günlük süreçte zaten birbirimize ısınmıştık.

BK: Hani ev tutarken çıkan kiracıya "evin bir sorunu mu var" diye sorarsınız ya, ben de o aynı mantıkla hemen o öğlen Gamze'yle yemeğe çıktım. Çok da anlatmadı sağolsun (gülüyor).   

Gİ: Söylediklerimden etkilenmesin, sürecini kendi yaşasın dedim.

BK: Altı ay sonra Gamze kısa süreli bir proje için ofise geri geldi. O zaman birlikte çalışmaya başladık ama pek bir arada proje yapmadık. İkimiz de sürekli kendi ofisimizi kurmak üzerine hayaller kuruyor, isim falan arıyorduk. Aslında dalga geçiyorduk ama bir anda her şey ciddiye bindi.

Gİ: Sonra bir iş gelince de hadi ayrılıyoruz dedik ve ofisimizi kurduk.

BK: Şu anda bahsi geçmeyen, uygulanmamış bir ofis projesi… Biz işi aldıktan sonra işveren belediyeyle birtakım sorunlar yaşadı ve proje durdu. Sadece ofisi açmak için bize vesile oldu.

Gİ: İyi de oldu.

Gamze iç mekân konusunda uzmanlaşırken, senin arada farklı konularda ve alanlarda çalışmaların oluyor.

BK: İlk olarak Han Tümertekin'in ofisinde işe başladım. Sonra peyzaj öğrenmek için bir yıl DS Mimarlık'ta çalıştım. Daha sonra beş farklı sanat projesinin yer aldığı ‘My City' projesi geliyor. O devam ederken bir yandan Pelin Derviş'le Garanti Galeri'de yayın yapma işi var. Ne yapacağımı bulmaya çalıştığım bir süreçti diyebilirim. My City'den sonra da biraz tesadüfen, biraz iç mimarlığı merak ettiğim için Kocacıklıoğlu Mimarlık'ta çalışmaya başladım. Yıldırım Kocacıklıoğlu bu alanda duayenmiş, ofise girene kadar bilmiyorum. Bir buçuk yıl kadar orada çalıştım. Onlardan da iç mekân tasarımı ve detay çözmeyi öğrendim. Şimdi hepsi bir şekilde hayatta işime yarıyor. Azıcık peyzaj biliyorum ama biraz kurcalarsam ilerleyebilirim. Ne yapacağımı bulmak için hepsinden denemiş gibi oldum.

Tabii biraz da gelen projeler yönlendiriyor insanı…

BK: Zaten her iş yeni bir tecrübe oluyor. Şimdi de çılgınca akustik öğreniyoruz. Her gelen iş başka bir şey öğretiyor.