"Akustiğe malzemeyle değil, tasarımla ciddi yatırım yapıldı"
07 Şubat 2014
Moda Sahnesi uygulanan ilk projeniz, değil mi?
BK: Evet, küçük ev projelerimiz var ama o çapta bitmiş bir projemiz yok.
Bugünkü Moda Sahnesi'nin başından beri iyi tasarlanmış bir bina olduğunu söylüyorsunuz. Yenileme ve dönüşüm projesini üstlendiğiniz bu yapıyı nasıl değerlendiriyorsunuz? Projenizde nereden yola çıktınız?
BK: Aslında yapıda o döneme ait tek eleman tavan çünkü sonrasında proje çok fazla revize olmuş. Sinemaya dönüşmüş, bir dönem market olmuş, sonra tekrar tiyatro olmuş, sonra tekrar sinema olmuş. Dolayısıyla çok fazla müdahaleye uğramış. O yüzden ilk tasarımdan geriye kalan tek şey masif ahşap tavan. Ona biz de hiç dokunmadık.
Gİ: Aslında minimum müdahalede bulunduk ama birçok şeyi de değiştirdik. İkisini birden dengelemeye çalıştık. Hem iyi çalışacak hem de içimize sinecek müdahalelerde bulunduk.
BK: Moda Sahnesi'nde üç ana mekân var; atölye, sinema, büyük salon. Bunların zaten taşıyıcı duvarlar tarafından belirlenen mekânsal sınırları var. Onlara çok müdahale edemedik. Yaptığımız en büyük mimari müdahale fuayeyle atölye arasındaki büyük doğrama. Onun dışında iç mekanda yaptığımız her şey eksiltme üzerine aslında. Bir tür temizlik gibi...
Orijinal ahşap tavan aynı zamanda akustik işlev de görüyor...
BK: Evet, o anlamda işimize yaradı. O olmasaydı başka bir çözüm düşünmemiz gerekecekti. Projeye hem estetik hem ekonomik katkısı oldu.
Gİ: Eskiye dair, halen çalışan bir öğe olduğu ve hoşumuza da gittiği için o izi korumak istedik.
BK: Rengini bile değiştirmedik. Aslında salondaki her şeyin siyah olmasını istiyorduk. İşverenin isteği de o yöndeydi. Ama o tavanı olduğu gibi kahverengi, uçları kendi halinde serbest bıraktık. Nasıl ki sohbet sırasında "60'larda tiyatroydu" diye bahsediyorsak, bunun sözünü etmek de aslında bir şey inşa etmek gibi. Aynı şekilde inşa etmek de bir şeyin sözünü etmek gibi; orada da öyle bir söz söylemek istedik, "Bu o dönemine ait bir şey ve dokunmuyoruz". Yoksa onu da boyayabilir, kenarlarını düzeltebilirdik. O halini sevdik onun...
Akustik danışmanla nasıl biraya geldiniz? İşverenin önerdiği bir isim miydi yoksa siz mi buldunuz?
Gİ: Onur Ünsal'ın üniversiteden hocası. Onun tavsiyesiyle birlikte çalışmaya başladık ve çok da memnun kaldık. Ondan çok şey öğrendik hala da öğreniyoruz.
BK: Moda Sahnesi'nde en arkadan bile insan sesi duyuluyor. Misafir gelen oyuncular da memnun kalınca çok mutlu oluyoruz.
Gİ: Sanatçı o anki mekandan ve koşullarından mutlu olacak ki performansını da o motivasyonla sunsun.
Yapının daha ilk tasarımdan iyi planlandığı söylenebilir mi?
Gİ: Yaptığımız müdahalelerle bu noktaya ulaştık.
BK: Akustiğe, malzeme satın almak anlamında değil ama tasarım olarak ciddi yatırım yapıldı. Katman katman taşyünü kullanıldı ve boşluk ayrıldı. Birçok tiyatro buna bu kadar bütçe ayıramıyor. Moda Sahnesi de bizim gibi duygusal yaklaştı konuya (gülüyor). Bunun yanında Mike bizim için gerçekten büyük şanstı çünkü burada hem elektronik hem de akustik konserler veriliyor. İkisini bir arada çözmek her zaman problem oluyor. Bunu en uygun maliyetle çözdük.
Gİ: Kullananlar memnun, oldu demek ki (gülüyor)…
Bilge Kalfa ve Gamze İşcan ile 'Durum ve İş' Üzerine...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın