İzmir - Ankara - İzmir

02 Şubat 2012



Bir endüstri ürünleri tasarımcısı ve bir iç mimar birlikte çalışıyor ve pratiğinizi farklı ölçeklerde sürdürüyorsunuz. Mesleki yönelimleriniz nasıl ortaya çıktı ve kariyerlerinizi nasıl şekillendirdiniz?

Cengiz Ultav:
"Erken yaşlarımdan itibaren" diyerek başlayamam bu hikayeye, inanın hiç öyle olmadı. Üniversite yıllarımda bile yapmak istediklerimle ilgili müthiş bir bilinçlilik seviyesine ulaşamamıştım. Koşullar benim için öyle gelişti diyebilirim. İlk işim de bu anlamda çok belirleyici oldu. Mezun olmamın ardından ve yüksek lisansa başlamadan hemen önce Ankara'da Angora Evleri projesinde çalıştım. Proje çok büyüktü ve burada yaklaşık 60 kişinin çalıştığı, neredeyse fabrika ölçeğinde bir ahşap atölyesi vardı. Projenin kapıları, pencereleri, doğramaları yapılacaktı. Tasarım ile çok olmasa da imalat ile doğrudan ilişkili bir işin içine düştüm. Orada 3 yıl çalıştım; sonunda da müdür oldum. Ama İzmir'e hep dönmek istiyordum, Ankara'da çok sıkılmıştım. İş de olunca koştura koştura geldim. Bir seneden biraz daha uzun süre E.C.A için çalıştım; klozet, lavabo, duş teknesi falan tasarladım. Çok keyifli bir çalışma süreciydi ama yönü farklı bir tarafa çevirmenin vakti gelmişti. Angora Evleri'nde mekan için bir şey üretmek, mekanla ilişki kurmak demekti ve bu pratik beni yönlendirdi sanırım. Ürüne doğru da hızlıca yönelebilirdim aslında… Yine de kendi işini kurmak veya daha ekonomik kaygılarla "mekan" üstün geldi diyebilirim.




Taylan Cinalioğlu: Ben de Kuşadası'nda 1,5 yıl geçirdikten sonra İzmir'e geldim. Burada Latin Reklam isimli ve beyaz eşya firmalarının stand işlerini yapan bir şirkette çalıştım. Orada da 1,5-2 sene kadar kaldım. Cengiz'in E.C.A'da olduğu dönemle aynı dönemdi. İşler, pozisyon anlamında keyifli de gidiyordu. Ama sanırım insanın ne istediği ile alakalı… Birileri size sürekli bir şey söylüyor ve bu durum, size bir noktadan sonra çok da uymuyor. Zaten Cengiz ile de sürekli konuşuyorduk. Birlikte 3 ortaklı bir ofis kurduk.

CengizU: Fakat sonra ortaklığı kişisel nedenlerle bozduk. "Bu noktada tekrar birlikte ne yapabiliriz" diye düşünsek de bir süre kendimize yeni bir düzen aradık. Hem kendi işlerimize odaklandık hem de bir arada üretmenin fırsatlarını kolladık. Ben zaten üniversitede ders veriyordum, oradaki mesaimi yoğunlaştırdım.

TaylanC: AtölyeCT olarak kurulmamızın üzerinden ise –en azından kağıt üzerinde- 1,5 yıl geçti.


Üniversiteler, Şehirler, Deneyimler ve Ofisler
Pratiğin Dinamikleri
Yakın Dönemden Çeşitli Ölçekler
İzmir'de Mimarlık Yapmak
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :