Ofiste uygulama, şantiyede tasarım yapmak

02 Şubat 2012

Aranızda tanımlı bir iş bölümü mü var?

Cengiz Ultav: Ben masa başında, çizme ve tasarlama eyleminin direkt içinde olmayı tercih ediyorum. Bunun içinde ustalarla uğraşmak, imalatı kontrol etmek, para akışlarına bakmak ve tüm o işin organizasyonu benim için ne kadar sıkıcı ise, Taylan için de o kadar keyifli!

Taylan Cinalioğlu: Aynen! Yani 5. dakika içinde kalkmamak için kendimi zor tutuyorum!

CengizU: Sanki özellikle ayarlamışız gibi oldu. "Bak, sen tasarla ben yapayım!"

TaylanC: Farklı çalışma metotları da denedik. Ben kendi tasarladığımı ürettiriyordum, Cengiz kendi tasarladığını… Ama bunun ofis açısından ciddi eksileri vardı.



Herkesin kendi tasarladığının uygulaması ile ilgilendiği bir iş bölümünde neden sıkıntı yaşanıyor?

TaylanC: Her şeyden evvel, herkesin daha başarılı olduğu bir yön var. Örneğin tasarım yapmaktan sıkılmaya başladığınız noktada "Tamam, bu da böyle olsun" diyebiliyorsunuz. Cengiz ise bunu asla demiyor!

CengizU: Biraz da çalışma tarzınız belirliyor. Tasarım ekibi 09:30'da geliyor, gece kaçta biterse burada kalınıyor. Taylan bizi bırakıp gidiyor. Ama ertesi sabah biz geldiğimizde ofis çoktan açılmış oluyor! Taylan sabah 07:30'da burada çünkü şantiyeleri organize etmesi lazım. Yani zamanları dilimlerken bile buna dikkat ediyoruz. Tasarım ekibi olarak belki biz biraz daha rahatız, kendimize bağlı çalışıyoruz.

TaylanC: Asıl ben onlara bağlıyım. (gülüyor)

Sonuçta da çok daha uzun saatler çalışan bir ofis haline geliyorsunuz…

CengizU: Doğru! En azından 12 saat kesin açığızdır.

TaylanC: Gerçi benim ofisim daha mobil ama… (gülüyor) Sonuçta sevdiğiniz şeyi yaptığınızda başarılı olabiliyorsunuz. E, Cengiz de sevdiği şeyi yapıyor, bu sayede benim de uygulamaktan zevk aldığım bir sürü projem oluyor.



Peki masa başında birlikte tasarım üzerine tartışmıyor musunuz?

CengizU: Olmaz olur mu? Elbette tartışıyoruz. Hatta tam tersiz! Ve ben bunu çok seviyorum; ciddi başarıya ulaştırdığına inanıyorum. Taylan imalat detaylarıyla ilgili önemli noktalara değiniyor. "Bu detay imalatta hata çıkarır", "Bunu yaptıramam" ya da "Maliyetler çok yükseliyor" diyor. Bunların hepsi elbette çizerken de düşündüğümüz şeyler… Yine de bir kısmını atlıyoruz. Bir kısmı da tasarımcı tafrasına kurban gidiyor. Evet, biraz ayak sürüyor belki ama Taylan bunların hepsini şekillendiriyor.

TaylanC: Bende de bunun tam tersi bir durum var. Şantiyeye gittiğimde "Tamam ağabey, sen buraya dümdüz alçıyı çek. Tertemiz bitsin" diyeceğim bir noktada Cengiz "Asla kabul etmem" diye karşı çıkıyor. "Tamam o zaman şöyle olsun"lar başlıyor. İşte bu "şöyle olsun"ların sonuna ulaştığımız nokta başarıya ulaşıyor.

CengizU: Biz burada titizlendiğimiz için oradaki imalat kalitesini yükseltiyoruz. Taylan da imalat ile ilgili problemleri ortadan kaldırmak istediği için bizi, daha kolay ama daha özel tasarım çözümleri bulmaya zorluyor.



Sonuçta da biriniz şantiyede tasarımcı, diğeriniz ofiste uygulamacı olup çıkıyor.


CengizU: Aynen öyle… Projeler mutlaka ortak masaya yatıyor. Taylan belki o süreçlerin çok da içinde olmuyor. Ama "final" dediğimiz noktada Taylan ile nasıl ve nerede üreteceğimizin detaylarını konuşmaya, hataları tartışmaya başlıyoruz.

TaylanC: Uygulama projesi noktasında bile öyle şeyler olabiliyor ki… En başta verdiğiniz karara kadar etkileyebiliyor.


Üniversiteler, Şehirler, Deneyimler ve Ofisler
Pratiğin Dinamikleri
Yakın Dönemden Çeşitli Ölçekler
İzmir'de Mimarlık Yapmak
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :