MesutT: Her büro, doğal olarak büyümek ister. Ama siz tam tersini yaptınız. Sonuçtan memnun musunuz?
SerhatA: Bu kişisel bir şey. Çok kendi halinde olmayı istiyorum. Bir de çok yoğun bir dönemden geçtik. Elbette para kazanmak istedik, ama hiçbir zaman bir işi bitirmemezlik yapmadık, arkamızda kötü bir iş bırakmadık. Dik durarak büyümek benim için çok kıymetli. ‘Serhat'la çalışılacak, Serhat yapar' demeleri çok ticari bir şey olabilir; ama o ticaretin de kutsal bir yanı var. Etiksel bir durum. İzmir'de yapılabilecek her şeyi yaptık; bu anlamda birkaç firmadan biriyiz. Ama daha fazlasını da zorlamaya gerek yok. Mimari anlamda değil, ama imalat ve giydirme anlamında bir doyma noktasına geldik. O süreç bizi geliştirdi ve iyi de bir referans oluşturdu. Ben şimdi onun mirasını yiyorum. Mimari projeler arttı, ince yapı dediğim dekorasyon işi hala yürüyor; ama bunları çoğaltmak için de çabalamıyorum. Alaçatı'da 5 dönümlük bir arazide ev yaptırmak isteyen İstanbullu bir müşterim var. Beni nasıl buldunuz diye sordum, internetten dedi. Bu çok güzel bir şey. İşle başlıyorsunuz, bir güven oluşuyor ve bir arkadaşlık başlıyor. Sınırları küçük, kaliteli ve özgüvene dayanan bir iş bana yetiyor. Bütün arkadaşlarımda da görüyorum, bir mimar, kendi mesleğinden sonra doğa, dalmak, şarap üretimi gibi başka uğraştığında mimarlıktan gelen bir disiplinle onları da çok ciddiye alıyor. Onu engelleyemiyorsun, illa sonuna kadar götüreceksin. Böyle bir disiplinden geldiğimiz için sanırım.
MesutT: Çalışma biçiminize nasıl yansıdı kalabalık bir ortamdan gittikçe daha sakin bir ofise doğru geçmek?
SerhatT: Bizim, 10 sene öncesine dayanan geçiş dönemi, yavaş yavaş bilgisayara da geçiş dönemiydi. Eskiden daha büyük mekanlar gerekiyordu ama şimdi bir bant üzerinde çözebiliyorsunuz pekçok şeyi. Diğer bürolarda da görüyorum; çekirdek bir kadroyu koruyup, iş yoğunluğuna göre büyümek ya da küçülmek benim de kullandığım bir yöntem. İşlerin durumuna bağlı olarak 6 – 7 kişi olabiliriz. Normalde üç kişiyiz. Onlar da son sınıf öğrencisidir, beklemede dersi vardır vs. Köyde kalabilecekleri bir evimiz var. Burada birlikte yiyip içiyoruz. Yazları deniz keyfi de oluyor. Kimi zaman günü öyle geçirip, gece başlarız çalışmaya. Zevkli bir çalışma ortamı olduğunu söyleyebilirim. Hatta ofisin yanına, arada bir boşluk bırakarak devamı gibi bir ilave yapmayı düşünüyordum. Orada da birkaç ranza vs olmasını planlıyordum. Evet köyde yerimiz var, ama birkaç haftalık yoğun çalışmalar için düşünüyordum. Genelde işsiz kalmıyoruz, ama yine de düzenli bir akış olduğunu söyleyemem.
MesutT: Ne tür projeler ağırlıkta?
SerhatT: Daha çok konut yapıyoruz. Hep öyle oldu. Hastane, iş hanı işlerine de girdik, ince yapılarını da yaptık, ama genelde konut oldu. İnsanların yerleşmeyi düşündüğü ve araziyle birlikte çözdüğünüz işler artmaya başladı. Şu anda böyle beş müşterim var. Kriz nasıl etkiler bilemiyorum, ama şimdilik ilerliyor.