Arter'de devam eden "Görünmezlik Taktikleri" adlı son serginde de bina referanslı işler görüyoruz.
Evet, kaldı ki kolon ya da cephe her yere uygulanabilecek ve sonsuz varyasyonu olan işler. Doğrudan mimari meseleyle, sütunun kendisiyle ilgileniyor.
"Şaşaa", Cevdet Erek'in Arter'in cephesine uyguladığı yaldızlı süsleme. Foto: Murat Germen
Cephedeki altın yaldızlı süsleme yapıyla bayağı bütünleşmiş durumda…
Evet, yavaş yavaş kopartıldıkça yok olan bir süsleme aslında o. İstiklal Caddesi gibi oldukça kalabalık bir kamusal mekanda süsleme gibi değerli gözüken bir iş yapıyoruz, sonra da galerideki görevlilere; "Kopartmak isteyen olursa engel olmayın" diyoruz. Çünkü negatif bir süsleme yaptığımız için kopartıldıkça yeni şekiller oluşuyor. Pratikte de süslendikçe yok olan bir çalışma. Bu nedenle de o figür bana çok ilginç geldi. İstenilen her yere uygulanabilir. Dolayısıyla doğrudan mimari bir mesele diyebilirim.
Yoksa "süsleme", aldığımız genelde modern kökenli eğitimin bizi uzaklaştırdığı bir olay. O bizim için başka bir devir başka bir tarih.
Demirören AVM ile birlikte yeniden canlanmış oldu…
Tabi burada süslemenin kendisinden bahsediyorum. Ama doğrusu Demirören de beni bayağı tahrik etti. Eğer Demirören ya da başka bir proje bu kadar rahat bir şekilde istediğini yapabiliyorsa, bizim de çok daha rahat deneme yapıyor olmamız gerekir. Kaldı ki bizimkiler, iki ayda ortadan kalkacak, fotoğrafı çekilecek çalışmalar.
İstiklal Caddesi genel olarak bana fazla popüler bir konu gibi gelir. Ama bu vesileyle İstiklal Caddesi'ndeki eski evlerin ve kiliselerin süslemelerini inceleme fırsatı buldum ve çok enteresan örneklerle karşılaştım.
Ayşe Erkmen'in Tünel meydanındaki heykeli de Taksim çevresindeki eski balkon korkuluğu süslemelerine atıfta bulunuyordu.
Evet, ona da tekrar baktım bu vesileyle. Zaten son zamanlarda süsleme ve patern üzerine çok düşüyordum. Sadece mimarlıkta değil, sanatın kendisinde de. Kavramsal gibi gözüküp aslında mekanı süsleyen işler mevcut. Sanat merkezlerinde ve bienallerde bunun örneklerine çok sık rastlıyoruz. "Bu iş gerçekten kavramsal içeriğinden dolayı mı burada, yoksa mekanı güzelleştirdiği için mi?" diye çoğu kez sorguluyorum.