Kent İçinde Noktalar Olarak Festival Kurgusu

Çok daha farklı bir örnek, yine uluslararası bir film festivali olan Berlinale olarak düşünülebilir. Adından da rahatlıkla anlaşılabileceği gibi Berlin'de gerçekleştirilen ve 1950 yılından beri düzenlenen Berlinale'nin ana mekanı, şehrin en önemli meydanı Potsdamer Platz'da konumlanan tiyatro binası. 1999 yılında bir müzikal binası olarak işleve açılan Renzo Piano imzalı bina, 2000 yılından beri Berlinale sırasında iki hafta boyunca festivalin ana gösterimleri ile ödül ve anma programlarına yer veriyor. Bu süre içinde yapının adı ‘Berlinale Palast' olarak değiştiriliyor.

Berlin'in Orta Avrupa'nın da en önemli kentlerinden biri olması, Berlinale gibi bir festivalin etkilerinin kent içinde radikal değişimler ortaya çıkarmaması anlamına elbette geliyor. Bununla birlikte zaten gerçek bir turizm, ticaret ve kültür durağı olan kentin, Berlinale sırasında bir değişim geçirdiği mutlaka söylenebilir. Kentin dört bir yanına dağılan, Berlin ve Berlinale'nin simgesi ayı figürleri, film gösterimlerinin dağıldığı 13 ayrı sinema salonu ve kullanıcı ilgisi düşünüldüğünde, yine noktasal mekan kararları ve hatta içe kapalı işleviyle bile bir festivalin, sokağa taşma ve kentin deneyimlenme sürecini farklılaştırma potansiyeli görülebilir. Dolayısıyla festival, ortak kurgusu sayesinde yarı-kamusal mekanları kamusal bir çerçevede birleştirebilir; kentin yalnızca silüetini değil kullanıcı sirkülasyonunu ve algısını da farklılaştırır.