Kent ile kurulan ilişki

30 Aralık 2014

Palladio yapılarının dış mekanla olan ilişkisi de bulunduğu konuma göre farklılık gösterir. Yapı dar bir sokakta, sıkışık bir yapılaşmada olduğunda boşluksuz bir cephe tasarlamasına karşın; etrafı açık bir arsada kolonlarla cephede geri çekmeler yaparak, doluluk boşluk yaratarak loggialar oluşturmuştur.

Palazzo Chiericati'nin etraftan rahatça algılanabilecek olması mimarı, cepheyi zemin katta tamamen geri çekerek yapı başlamadan önce kentle arasında bir ara mekan oluşturmaya yöneltmiştir. Üst katta salonun alttaki loggiaya doğru öne taşmasıyla köşelerde oluşan balkonlar ve altta kesintisiz devam eden loggia, yapıya hem ihtişam katmakta hem de önünün açık olmasından ötürü kullanıcılara yapıdan ayrılmadan kentle iletişim kurabilecekleri bir mekan sunmaktadır. Yapı kentle olan etkileşimini başka yapılarda olduğu gibi sadece duvarları ile değil, aynı zamanda zeminde geri çekmeyle oluşan, üst katta ise balkonlarla oluşturulan ikincil yarı özel mekanlar aracılığıyla sağlar.



                                            Palazzo Chiericati


Palazzo Porto yoğun bir yerleşimin olduğu yapı adasında iki paralel sokağa cephe verecek şekilde tasarlanmıştır. Her iki cepheden de Palazzo Chiericati'ye göre daha mütevazı girişleri vardır. Chiericati'de gördüğümüz geri çekilmeleri burada görmeyiz. Sokakla ilişkisi ikincil mekan içermeyen bir cepheyle sağlanmıştır.



                                                      Palazzo Porto


Palazzo Thiene dar bir sokakta, yoğun bir yerleşme içerisinde yapılmıştır. Palazzo Porto gibi sokakla ve kentle olan ilişkisinde ikincil mekanlar içermez. Dar bir sokakta yerleşmiş olması muhtemelen cephe hareketlerine gerek duyulmamasına sebep olmuştur. Zemin katta taş kaplamayla yapılmış rustik bir cephe vardır.



                                                  Palazzo Thiene


Palazzo Capra'nın cephesi de boşluksuz, orta kısmın öne çıkarılmasıyla simetrinin vurgulandığı bir cephedir. Kentle ilişki kuran loggia'sız bir yapıdır.



                                                 Palazzo Capra


Palazzo Trissino da yoğun bir yerleşim içerisindedir. Çevredeki binaların hepsinde zemin katta geri çekme yapılarak korunaklı bir yaya geçişi oluşturulmuş, üst katta ise aşağıda yapılan geri çekme miktarınca kolonlarla caddeye doğru taşılarak zemin katta loggia'lar oluşturulmuştur.



                                           Palazzo Trissino


Şehir yönetimince bu semt için alınmış genel bir karar gereği tüm binalarda benzer bir mimari espri uygulanmış olması muhtemeldir. Zemin katta oluşan bu korunaklı geçiş alanı yapı-kent ilşkisi açısından ikincil bir mekan oluşturmakta ancak Palazzo Chiericati'deki gibi daha çok yapı kullanıcılarına ait olmaktan ziyade, tüm kente hizmet eden bir alandır. Palazzo Chiericati'nin kentin işlek bir geçiş alanında olmayışı zemin katında oluşan loggia alanını, Palazzo Trissino'ya göre daha özel bir kullanım alanı yapmıştır.

Palazzo Valmarana ise yoğun bir kent dokusu içerisinde dar bir sokakta bulunmaktadır. Palazzo Thiene ve Palazzo Porto'daki gibi boşluksuz bir cephe sayesinde sokakla ilişki kurmaktadır. Palazzo Chiericati ve Palazzo  Trissino'da olduğu gibi cephe tasarımında ikincil mekanlar barındırmaz.



                                               Palazzo Valmarana


Andrea Palladio'nun İzinden...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :