Mimar olmasaydın hangi meslekle uğraşırdın?
YT: Çocukluğumda bir dönem estetik cerrahı olmak istediğimi hatırlıyorum. Ellerimi kullanabileceğim ve işin içinde estetik olduğu için çekici gelmişti bana.
Üstteki fotoğraflar: Segatech Genel Müdürlük, Küçük Çamlıca / İstanbul
Türkiye’deki iç mimarlık ortamındaki zorluklar, bir mimarın bugün yaşadığı en büyük zorluk ne olabilir?
YT: En büyük zorluklardan biri bana göre, insanların en iyiyi en ucuza satın alma çabası. Hepimiz en iyi olanı ucuza satın almak isteriz ama bunun bir sınırı olmalı. Bizim işimizin en zor kısımlarından biri bu. En iyisi olsun istiyorsanız ona yatırım yapmanız gerekiyor.
Üstteki fotoğraflar: Emirgan Evi, Emirgan / İstanbul
Bir diğer zorluk ise insanlara kendini, yaptığın işlerin niteliğini anlatmaya çalışmak. Belirli bir kesim, deneyimli ve deneyimsiz kişi arasındaki farkı çok iyi anlayamıyor. Bu aradaki iletişimi de kesintiye uğratıyor haliyle. Yeni nesile olanak tanınmalı ama muhatap aldığınız kişiyi baştan kiminle mukayase edeceğinizi bilmeniz gerekiyor. Bu kişileri aynı kefeye oturturken aradaki deneyim farkını göz önüne almalısınız. Bu nedenle benimle iş yapmak isteyenlere öncelikle ‘Daha önce yaptığım işleri incelediniz mi? Bu işlerin tarzı size uyuyor mu?” diye soruyorum. Sonrası ise gerçekten bir kimya meselesi. Ticari olarak anlaştık ama kimyalar birbirini tutmuyor. Baştan sorun var demektir.
Bir de iç mimarlığı sadece bir zevk meselesine indirgeyenler var. Sen o işi sadece çok zevkli olduğun için iyi yapmıyorsun. İç mimarlık “çok zevkli” olmaktan öte bir şey.