Az önce bahsettiğiniz işveren profilindeki değişim, mimarlık ofislerinin yapısına da yansıdı kaçınılmaz olarak. M artı D şu anda nasıl bir ekiple kotarıyor projelerini?
DS: Ben ve Metin ile birlikte iş yoğunluğuna göre 1-2 mimar daha oluyor ekipte. Özellikle uygulama projelerinde dışarıdan destek aldığımız genç arkadaşlarımız var. Bu sayede daha esnek çalışma şansımız oluyor. Ama örneğin Olive Park projesinde işin hızlı tamamlanması için 15-16 kişiye ulaşmıştık. Mimarların yanı sıra inşaat teknikeri, şehir plancısı ve peyzaj tasarımcısı vardı ofiste. Ama ben şahsen, daha yavaş tempoda 1-2 projeyle uğraşmayı tercih ediyorum.
MK: Fakat serbest yaşamda işlerin süresi bu isteğe uymuyor. Bahsettiğim projelerin sürelerini az önce gördünüz. Olive Park gibi bir projeyi 90 günde bitirdik. Ekibi duruma göre büyütebiliyoruz ama genel olarak, projeyi içimize sindiği gibi sonuçlandırmak istediğimiz için çekirdek bir kadroyla çalışıyoruz.
DS: Kendi odamıza kapanıp, tasarımı yapıp, sonrasında uygulama projesini çizin ya da sunumları hazırlayın demiyoruz. Ekip çalışmasına, birlikte çalıştığımız arkadaşların katkısına gerçekten inanıyoruz. Konseptin oluşturulup sunulmasından, işverenin ikna edilmesine; uygulama projesinin hazırlanmasından son kontrole kadar her aşamada mutlaka yer alıyoruz. Birlikte çalıştığımız arkadaşlar da her konuda bilgi sahibi oluyorlar. Onların değerlendirmeleri, eleştirileri bizim için çok önemli…
Bazı ofisler, kendi hassasiyetlerini zerk etmek için çalışanları çekirdekten yetiştirmeyi tercih edebiliyor. Sizin de bu yöntemi izlediğiniz söylenebilir mi? Yoksa yetişmiş elemanla yola koyulmayı mı tercih ediyorsunuz?
DS: Üniversitede çalıştığım için staj amaçlı gelenler ya da mezun olduklarında burada işe başlamak isteyen öğrenciler oluyor. Yani burada çalışanların neredeyse yüzde 90'ı yeni mezun arkadaşlar oluyor. Belli bir deneyim elde ettikten sonra sektör değiştirmek ya da kendi ofislerini açmak üzere ayrılıyorlar. Yani bu anlamda bir sahiplenmemiz olmuyor. Ama 1,5 – 2 sene gibi sürelerle çalışan arkadaşlarımız var. Birlikte güzel şeyler üretiyoruz. Bizim onlara katkımız olduğu gibi onların da bize katkısı oluyor mutlaka. O da bir zenginlik, bir çeşitlilik getiriyor ofise...
Üniversiteyle halen temas içinde misiniz?
DS: Okuldan ayrıldıktan sonra bir sene kadar derse gittim. Sonra işlerin yoğunluğu nedeniyle devam edemedim. Bu sene Metin, Dokuz Eylül'e proje dersine gitmeye başladım. Gerek kendi okulumuz gerek İzmir'deki diğer okullar jürilerine davet ediyorlar.
Sizin bir de yayın faaliyetleriniz olmuş Ege Mimarlık'ta...
DS: Üniversitedeyken Ege Mimarlık dergisinin yayın komisyonundaydım. İki dönem boyunca katkıda bulunmaya çalıştım.
Yine yazmaya devam ediyor musunuz?
DS: Yayın tanıtımları yapıyoruz. Bir de projelerin tanıtım amaçlı yazılarını ben hazırlıyorum.
Metin Bey, Mimarlar Odası'nda İskandinavya'yla ilgili bir sunum yapmıştınız. Şu anda masanızın arkasında da bir sürü fotoğraf görüyorum.
MK: Mimarlık dünyadaki her şeyi görmeyi gerektiriyor. O nedenle fırsat buldukça birçok yapıyı, birçok şehri gezmeye gidiyoruz. Bu gezilerimizden birkaç tanesini de Mimarlar Odası'nda ve farklı yerlerde gezi izlenimleri şeklinde sunduk. Mısır, Berlin, New York, İskandinavya, Uzakdoğu ile ilgili sunumlarımız oldu.
Devam ediyor musunuz gezilerinize?
MK: Tabi, elimizden geldiğince devam ediyoruz.
DS: Geziye çıkmadan önce gideceğiniz şehirle ilgili incelemeler yapıyoruz. Nerede ne var, biz neyi gezeceğiz, hepsini çıkartıyoruz. Gezdikten sonra sunum yapınca da her şey zihninizde yerine oturuyor. Onu kurgulamak, anlatmak, birisinin bu konuda bir yorum yapması bir anlamda kişisel eğitim gibi... Hem de gördüklerimiz paylaşmış oluyoruz.
Başka birisi oraya gitmiş bile olsa, herkesin dikkatini farklı şeyler çektiği için bunları paylaşmak gerçekten önemli ve ufuk açıcı…
MK: Projeler için de aynı durum geçerli. Mesela okul yarışmasına katıldığımızda, civarda gidebileceğimiz bütün meslek okullarını gezdik. Truva yarışmasına gireceğimiz zaman, Atina Akropolü'ndeki müze yeni açılmıştı ve orayı gezmeye gittik. Yani belirlediğimiz odağa doğru yaptığımız geziler de oluyor.