İstanbul'da gerçekleştirdiğiniz ilk proje hangisi?
Açıkçası İstanbul'da çok ürün veremedik. Ağırlıklı olarak kamu kurumlarına ve az sayıda özel şirkete öneri projeler hazırladık. Ama bunlar pek sonuca ulaşamadı çünkü İstanbul'da işler daha yavaş ilerliyor. Birçok projemiz, belediyelerin çıkarması gereken özel kanunlara ve bütçeye takıldı. Ülkemizde en son bütçe ayrılan ama aynı zamanda en çok hor görülen projeler, kamu projeleri...
Yarışma açılsa bile kazanan projeler uygulanmıyor.
Çünkü kazanımı yok, rant sağlamıyor. Dolayısıyla bütçede en sona konuluyor. Bizim öneri projelerimiz de çoğunlukla kamu projeleriydi. Ümraniye Belediyesi'ne hazırladığımız kültür/kongre merkezi projemiz, çarşı projemiz oldu.
"Anadolu pratiktir; bir şeye karar verilir ve o inşa edilir"
Ama sonuçta Kayseri'de belediyeyle birlikte çok sayıda projeyi hayata geçirdiniz.
Anadolu daha pratiktir. Bir şey düşünülür, karar verilir ve inşa edilir. Bir an önce o işi yapmaya çalışırlar, başka şeylerle uğraşmazlar. Tabi bu tür büyük projeleri elde etmemizdeki en büyük neden, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mehmet Özhaseki'nin bize karşı güveni ve katkılarıdır. Kayseri'de yapılan kamusal eserler bütün ülkeye vizyon oluşturdu. Kayseri Stadyumu'nun ardından, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve TOKİ aracılığıyla ülkede 24 tane yeni stadyuma start verildi. Ve 1,5 - 2 yıl içerisinde tüm bu stadyumların avan projeleri tamamlanarak yapım sürecine geçildi. Bunların 8-9 tanesi bizim önerilerimiz…
Kayseri Kadir Has Stadyumu, foto: BKA
Kentlerin markalaşması konusu son yıllarda ülkemizin de gündeminde. Her kent kendine özgü bir rekabet değeri yaratmak istiyor. Siz de Kayseri'nin bu anlamda atağa geçtiği bir dönemde bu yapılanmanın içinde faal olarak yer alma şansı yakaladınız sanırım.
Evet, bu özellikle Sayın Özhaseki'nin kişisel çabasının ürünüdür. Bizim çokça çabalayıp farklı alternatifler sunmamız, çağdaş projeler ortaya koymamız, onun da bize güvenip bunlara onay vermesi, bütün bu eserlerin hayata geçmesini sağladı.
Tabi sermaye de çok önemli. Kayseri bu anlamda kendisini döndürebilen bir şehir…
Bir stadyumu inşa edebilmek için gereken bütçe, neredeyse bir kent için gereken bütçedir. Kayseri Büyükşehir Belediyesi bunu, devletten hiçbir katkı almadan, tamamen kendi öz kaynaklarıyla, eski stadyum arazisini paraya dönüştürerek başardı. Bu da dediğiniz gibi, Anadolu'daki kentlerin marka olma, kendini öne çıkarma çabasının yarattığı heyecanla oldu. Bu sürecin ortasındaydık ve mimar olarak biz de elimizden geleni yaptık. Çok çabaladık ama bunun sonucunda da çok sayıda iyi ürün verdik. Karşılığında yeni projelerin gelişi bizim için itici bir güç oldu. 25-26 yaşında böyle bir projeye imza atmış olmak mimarlık hayatıma ciddi bir ivme kazandırdı. Belki 40-50 yaşında geleceğim noktaya 30 yaşında gelmiş oldum.
Farklı tipolojiler üzerine çalışmak her mimara kısmet olmuyor. Çoğu ofisin üretimi konut projeleriye sınırlı kalıyor. Bu anlamda da şanslızınız...
Anadolu çok hızlı gelişiyor. Belediyeler bu anlamda çok sayıda kamusal ve sosyal projeye imza atmaya çalışıyor. Kentlerin en büyük gereksinimi bunlar. Konutlar özel yatırımcılar tarafından üretiliyor ama kamusal projeler kamu tarafından desteklenmek zorunda. Anadolu'daki belediyeler bu konuda çok iştahlı ve çok çaba gösteriyor. Kamusal projelere ihtiyaç duyulan bir dönemde çokça ürün verme fırsatını yakalamış olmamız bize ciddi bir referans listesi oluşturdu.