En çok keyif aldığınız proje tipolojisi hangisi oluyor genellikle?
ET: Restorasyon projeleri çok keyifliydi. Anadolu Hisarı’nda Zarifi Mustafa Paşa Yalısı’nın restorasyonunda çalışmıştım. Bambaşka bir mekân... Restorasyonda senelerin verdiği farklı katmanları gözüyorsunuz. Restorasyonun heyecanı başka. Özellikle bir türden ya da bir projeden bahsetmek zor. Her projenin kendine has bir özelliği var.
Tuzla’da yaptığımız 3 ayrı aileye tek bir arsa içinde konut projesi tasarlamıştık, güzel bir süreçti. Yapının mimari tasarımı da bize aitti. Şu anda da bir başka proje üzerine çalışıyoruz mimarisi ve iç mimarisi bize ait olan. Bir aileye çok büyük bir arazi üzerinde yer alan bir çiftlik evi tasarlıyoruz. Hem tasarımı hem de uygulamasının bizim tarafımızdan yapılması sürecin dahada keyifli olmasını sağlıyor.
Tuzla Houses
Tuzla Villaları projesinde klasik detayların modern bir yaklaşımla stilize edildiği görülüyor. Bize biraz bu proje sürecinden bahseder misiniz, nasıl gelişti bu konsept fikri?
ET: 3 aile ile ayrı ayrı oturduk, sohbet ettik. Çok da kalabalık bir aile yapıları vardı.Tasarım sürecine öncelikle mimari ile başladık. Kendi içinde yüzme havuzları, SPA’sı, hamamı ve saunası olan, birbirinden bağımsız 3 farklı villadan söz ediyoruz. Bahçede hem yazın hem de kışın kullanılabilecek ortak kış bahçesi de tasarladık. Geleneksel türk evi mimari yapısını çok doğru bir şekilde yorumlamaya çalıştık. Mimari tasarım ve iç mimari beraber tasarlandığı zaman çok daha doğru sonuç elde ediyoruz. Konutların peyzaj tasarımı da bize ait. Proje tasarım süreci yaklaşık 6 ay, uygulama aşamasıda yaklaşık bir sene sürdü. Hem mimarisi, hem iç mimarisi bize ait olduğu için ayrı bir önemi var bu projenin bizim gözümüzde. Ev sahiplerininde zevkle oturması mutluluğumuzu ikiye katladı.
Mimarisi, peyzajı, iç mimarisi ile bütüncül bir tasarımdan bahsediyoruz özellikle Tuzla konut projesinde… Bu süreçlerde farklı disiplinlere ait işlerin tek bir elden çıkmasına dair neler söyleyebilirsiniz? Özellikle mimari ve iç mimari konusunda Türkiye’de süregelen henüz çok belirlenmemiş çeperler var. Türkiye’de iç mimarlık pratiğinin gelişim alanlarına dair süreci nasıl değerlendirirsiniz?
ET: Türkiye’deki mimarlığın, iç mimarlık ya da mimarlık olarak ayrılmasını doğru bulmuyorum çünkü bu disiplinlerin hepsi bir bütün. Eğitiminde ilk 2 sene ortak verilmesi gerekli. Buna mekanik, elektrik de dâhil. Mimariyle beraber iç mimarlığın da çözülmesi gerekiyor. Çünkü sonradan çözüldüğünde ciddi sıkıntılar oluşuyor. Biz bir şekilde konuşmaya, anlatmaya çalışıyoruz elimizden geldiği kadar, her iki disiplinin de beraber, iş birliği içinde yürütülmesi ve çözülmesi gerektiğini. Umarım bu konuda daha da ilerleme sağlanacak.
Peki, şu an gündeminizde neler var? Gelecek hedefleri nedir Edda Mimarlık’ın?
ET: Türkiye’de yaşayınca pek gelecek hedefi olamıyor insanın, yarın ne olacağını bilemediğimiz için. Ama bizim yine de her zaman beş senelik hedeflerimiz vardır. Bu hedefleri tutturmak elbette çok zor ama bu şekilde yaşamaktan da besleniyoruz herhalde. Hedeflerimiz öncelikle, daha farklı projelere de el atabilmek. Örneğin, bir müze projesi yapmak çok istiyorum. Onun dışında yurtdışında daha çok kendimizi duyurmaya çalışıyoruz. O nedenle elimizden geldiğince yarışmalara katılıyoruz. Uzak Doğu’da, Avrupa’da, Amerika’da projeler yapmaya çalışıyoruz. EDDA Mimarlık şubesini Karadağ’da açtık.
Türk piyasası bazen çok değişkenlik gösteriyor ve genel olarak her firma piyasalardaki bu dalgalanmadan etkileniyor. Biz biraz da butik işler yaptığımızdan diğerlerinden bu noktada ayrışabiliyoruz. Mimarlar olarak bir araya geliyoruz, konuşuyoruz. Elimizden geldiği kadar yurtdışına açılmaya çalışıyoruz. Projelerimize güveniyoruz. Güncel projelerimiz arasında ise Ataşehir’de bir Alman firmasının ofisi, Arnavutköy de büyük bir arsa içinde bir çiftlik evi projesi var. Yeni bitirdiğimiz ofis projeleri var, şu anda onların teslimleri ile uğraşıyoruz. Suadiye’de de bir konut projemizin tasarımı yeni bitti, uygulamasına başlanacak.
Karadağ’da ofisinizin açılma süreci ne zaman, nasıl gerçekleşti?
ET: Geçen sene Ekim ayında açtık oradaki ofisimizi. Birkaç kere gittik geldik. Orda bizimle beraber çalışan bir ekibimiz var. Ofis çalışanları, hem Türkçe bilen, hem de oranın lisanına hâkim kişilerden oluşuyor. Şimdi kendimizi tanıtma aşamasındayız.
Halaman Matbaacılık