Bu işe ilk başladığınızda hangi temadan yola çıkmıştınız?
Bu malzemeyi tamamen özgür bir şekilde, hiçbir şeye bağlı kalmadan nasıl kullanırım, heykel mi yapmalıyım diye kendimi sorgularken, ilk işlerim ortaya çıkmaya başladı. İlk sergimde daha çok tekstil vardı. Yani küçük birimleri yan yana koyup tekrar ederek, bu tekrarlardan daha büyük bir parça elde ediyordum.
Şimdi de "sıkıştım, çıkamıyorum, yardım edin" hikayem ağır basıyor. Bakalım bu ne kadar devam edecek. İnsanın o kadar karmaşık bir bilinçaltı var ki, bunları ortaya çıkardıkça iyi oluyor. Bir gün inşallah sıkışmış insanlar yerine dans eden insanlar yapacağım. Heyecanla o günü bekliyorum.
Malzemeyi sizin gibi büyük ölçekte kullanan başka sanatçılar da var mı?
Hayır, sanat alanında kullanan yok. Üç sene önce, Baltimore'da bir konferansa davet edildim. Bu malzemeyle üretilen çalışmalar genelde küçük boncuklardan ibaret olduğundan, işlerimi görünce çok etkilenmişler ve benden bu konuda bir konuşma yapmamı istediler.
O sıralarda İzmir, Swissotel Grand Efes'teki projemi yeni bitirmiştim ve konferansta bu işlerden oluşan bir dia gösterisi yaptım. Sunum sonrası, "Bu malzemeyi nasıl bu boyuta getirebilirsin" diye beni ayakta alkışladılar. Konferanstan bir sene sonra, Boston'da bir müzede malzemeyi farklı boyuta taşıyanlara yönelik bir sergi açıldı ve ben de bir işimle bu sergide yer aldım.
Kendi işlerinizle kıyasladığınızda, diğer çalışmaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sergide bizzat bulunamadım ama konferansta karşılaştığım örnekler benim işlerimden çok uzaktı.
Peki sergiye katılanlar da sizin gibi temel sanat eğitiminden geçmişler miydi yoksa hobi amaçlı bir üretim mi söz konusuydu?
Bazıları evet, bazıları hayır ama sonuçta hepsi bu işi "handcraft" (el işi) adı altında yapıyor ve bunu nasıl sanata çevirebileceklerinin sancısını çekiyorlar. Bu anlamda onlara bir ufuk açtığımı zannediyorum. Nitekim bir sene sonra, yine iyi işler üreten bir sanatçının da duvara asılabilen ilginç heykeller yapmaya başladığını gördüm.