Yazarlık ve radyoculuk şapkaları

03 Haziran 2010

Mimarlık ve müzik ilişkisi hakkında düşündünüz mü hiç?

Evet, düşündüm. Hatta bu konu üzerine yazmayı da düşündüm; cephe armonisi, plastik kurgu ile ilgili.

Bence mimarlık ve müziğin en çok ortaya çıkış süreçleri benziyor. Bir parçayı ortaya çıkarmak da mimarlık yapmak da benzer sancıları içeriyor. Bir tanesinde yalnızsınız, ama diğerinde de duruma göre yalnız olabiliyorsunuz. Az önce sözünü ettiğimiz ofis ortamını, müzik yapan bir gruba benzetiyorum ben. O grubun basçısı olmalı, gitaristi olmalı ve grubun tüm üyelerinin o parça üzerinde bir katkısı olmalı. Ortaya çıkan kolektif bir parça olmalı yani.

Mimarlık ve müzik ilişkisinin sizin yaşamınızda nasıl bir karşılığı var, peki?

Çok basit, mimarlık yaparken müzik dinlemeyi seviyorum. Müzik dinlerken de mimarlığı düşünmeyi seviyorum.

Kaçak bir cevap oldu

(Çok gülüyor) Peki o zaman, bir işin tek başına bir insana yetmeyeceğini düşünüyorum. İster hobi olsun ister ikinci bir iş olsun, ama illaki bir başka alanın yaşamı beslemesinden yanayım. Mimarlık özelinde konuşacak olursam da mutlaka bir başka alanın mimarlığı beslemesinden yanayım.

Gözümü ve elimi kullanıyorum, kulağımı müzik ile dolduruyorum. Kulağımı kaybedersem mimarlığa, gözlerimi kaybedersem de müzik dinlemeye devam ederim.

Ya müzik yazarlığı?

Yayın hayatı yakın bir zaman önce sona eren Roll dergisinin bünyesindeydim. 15 sene boyunca orada yazdım, senin şimdi yaptığın gibi röportajlar yaptım. Memleket şartlarında uzun soluklu bir dergiydi aslında Roll.

Müziği ile yazı bağlamak hoşuma gidiyordu. Bu yazıları herhangi bir müzik yazısı gibi kurgulamaktan öte kendi başına da bir öğe olarak kurguluyordum.

Roll'dan önce de yazıya meraklıydım, ama daha seyrek ve başka alanlarda yazıyordum o zamanlar.

Bir ara İstanbul'a dair bir şeyler yazma isteği duydum içimde, Haliç'in tam dönüştüğü zamanlarda, daha Santral yenilenmeden orada çok zaman harcamıştım. Sonra Yedikule'de, gazhanede … Bir yerlere yazmıştım bunları hatta.

Öykü yazarlığınız var mıdır?

Yok, şiir yazardım eskiden, herkes bir yaşına kadar şairdir ya, öyle bir şeydi o da.

Radyoculuk nasıl başladı peki?

O da müzik sevdasıyla başladı aslında. 15 yıldır pazartesi geceleri Açık Radyo'da program yapıyorum.Radyoculuk beni rahatlatıyor, buradan kalkıp radyoya gidince kendimi iyi hissediyorum.


Cem Sorguç ile...
CM çalışanları ile...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :