"Yedi senede müşteri ve insan ilişkilerini yönetebilmeyi öğrendik"

04 Kasım 2010

2003'ten bu yana arkiZON bünyesinde öğrendikleriniz, kazanımlarınız hakkında birkaç örnek sunabilir misiniz?

EÇ: İlginç insanlar tanıyorsunuz. (gülüyor) Çok fazla sayıda farklı durum ile karşılaşıyorsunuz.

EB: Müşterileri tanıyorsunuz.

EÇ: İnsan ilişkilerini geliştirmek gerekiyor bence… Çünkü insan tek başına, ne kadar yetenekli olursa olsun, piyasa şartlarına karşı yeterli olamıyor. Ofis ortamı sağlayabilmek ise birkaç kişi ile mümkün ve o insanları bir araya getirebilmek, dahası yönetebilmek epey enerji gerektiriyor. Hatta bu da bir eksiğe işaret ediyor: Hiçbir okulda bunun eğitimi verilmiyor. Kimse okuldan çıktığında bir iş kurduğunda nelere dikkat etmesi gerektiğini bilmiyor.

Burada bahsettiğiniz karşınızdaki insanı "nasıl punduna getirebileceğiniz" mi?

EB: "Punduna getirmek" demeyelim de, onu nasıl ikna edebileceğinizi ve ona derdinizi nasıl ifade edebileceğinizi keşfediyorsunuz. Müşteriye bir proje anlatırsınız ve belki sizden hiç öyle bir şey beklemiyordur. Ama öyle bir anlatırsınız, neyin doğru neyin yanlış olduğunu öyle bir izah edersiniz ki, ikna olur. Bunu öğrendik aslında…



Can Yayınevi.

Karşınızdaki müşteriyi keşfettikten sonra, onun kişiliği ya da hitap ettiği kitleye göre farklı yaklaşım stratejileri de geliştiriyor musunuz?

EB: Bunu yapıyoruz ama mimarlığımızdan taviz vermeyerek yapıyoruz. Müşteri odaklı işler ortaya koymuyoruz. Bizim bir mimarlık düşüncemiz var ve bunu anlatmaya çalışıyoruz.

7 yıla yayılan bu pratik boyunca bir dönüm noktası teşkil ettiğine inandığınız, özellikle önemsediğiniz işler hangileri oldu?

EÇ: Galatasaray Lisesi 'nin karşısında konumlanan Can Yayınevi kitapçısı var örneğin. En eskilerden biri o. İç mekan projeleri ağırlıklı olarak başladık zaten.

EB: Şu anda da hiç iç mekan projesi yok mesela! Ama önemli olan da tasarlamak; neyi tasarladığımızın benim için pek bir önemi yok.




Ya en sevdiğiniz, en çok içinize sinen projeniz?

EB: Benim için Can Yayınları keyifliydi. Tasarlaması, düşünmesi, uygulaması ve uygulamanın başında bulunmam… Enteresan bir projeydi. Sahibi rahmetli Erdal Öz serbest bırakmış ve her önerdiğimizi onaylamıştı.

EÇ: Çelik Tekne diyebilirim. Çünkü o, betonarme strüktür üzerine yapılmış çelikten bir ektir ve bambaşka bir bina ortaya çıktı. Üstelik çok kısa sürede tamamlanmıştı.



Gebze'de fabrika ve İdealtepe'de konut projeleri.

Peki şu sıralar ne gibi projeler ile ilgileniyorsunuz?

EB: Gebze'de 8 bin metrekarelik bir fabrika binamız var. Dış cephesi yapılıyor. İdealtepe'de bir konut ve Ataşehir'de bir ofis binası ile ilgileniyoruz. Üç proje de altı ay içerisinde bitecek.


Emin Balkış ve Elvan Çalışkan ile Daldan Dala Mimarlık Üzerine...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :