"Yurtdışındaki ofis aynı projeye 3 yıl önerirken; bizde 6 ay çok görülüyor"

01 Şubat 2013

Az önce TOKİ'yle birlikte yaptığınız projelerden bahsettiniz. TOKİ, ürettiği yapıların kalitesi ve proje elde etme süreci ile mimarlık camiasında sık sık eleştirilere hedef olan bir kurum. İşbirliği deneyiminiz üzerinden, bu kuruma ilişkin bir değerlendirmede bulunabilir misiniz?

TOKİ'yle sadece stadyum projelerinde çalışma fırsatımız oldu. İlk tanışmanın ardından yapılacak stadyumlar için avan projeler hazırlamamız istendi. Biz de elimizden geldiğince, her kent için o kentin simgesi olabilecek, kent dokusunun içinde kendine yer bulacak ve bu özelliğini uzun yıllar koruyacak yapılar tasarlamaya çalıştık. TOKİ hiçbir zaman belli bir proje tasarımında diretmedi. Genelde kapasite ve bütçesel sorgulamalar yaptı, çünkü belirlenen bütçelere uymak zorundaydık. Onun dışında tamamen özgün çalışmalar yaptığımızı söyleyebilirim.

Bu stadyumların yer seçimi nasıldı sizce?

Gerek yer seçimleri, gerek ulaşım kararları, gerek arazi büyüklükleri, gerekse yapıların fonksiyonları ve kapasiteleriyle ilgili tüm detaylar için bize danışıldı. Biz bu bilgileri aktardıkça onlar da bunları şablon olarak korumaya ve buna yönelik karar almaya çalıştılar.


  Gaziantep Stadyumu

Bu tür büyük projelerde kimlerden danışmanlık alıyorsunuz?

Kendi birikimim, aldığım dersler, karar almada ışık tutsa da uygulama ayrı bir şey. Çok daha önemli kararlarda, bu disiplinlere ilişkin danışmanlık hizmeti alıyoruz. Kentsel tasarım ve şehircilik ölçeğinde, konusunda uzman bir isim olan Ahmet Pınarbaşı ile çalışıyoruz. Onun dışında spor yapılarındaki tasarım ve uygulama süreçlerinin deneyimleri ile birçok kuralı ezbere biliyoruz. Türkiye'de yaptığımız tüm yapılar UEFA kriterlerine göre tasarlanıyor. UEFA ve FIFA'nın belirlediği kriterler çok tanımlıdır. Tasarımı o tanımın içerisine oturtmak birçok şeyi halletmenizi sağlar. 


"Alman ve Hollandalı üreticiler malzemelerini tanıtmak için buraya geldiler"

Öte yandan, zamanla yeni malzemeler çıkıyor. Belki onları adapte etmek için ekstra bir çalışma yapılıyordur.

Stadyumlar mega binalar. Bu mega binaların strüktürleri de mega oluyor. Kullanacağınız kabuk, malzemeler diğer binalara göre çok farklı. Neredeyse sadece arenalarda kullanılmak üzere geliştirilen malzemeler mevcut. Türkiye'de bunlara yabancıydık. Stadyum yapmaya başlayınca araştırıp öğrenmeye başladık. Üretici firmalar malzemelerini tanıtmak için ayağımıza kadar geldiler. Özellikle Almanya ve Hollanda'daki malzeme grupları, detayların çözümlenmesinde ciddi destek sağladılar. Bu da işimizi kolaylaştırdı. Diğer tüm mühendislik disiplinliklerinde Türkiye bence çok yeterli … Her ne kadar yabancı mimar ve mühendislerin bu konuda çok hünerli olduğu savunulsa da şu ana dek birlikte çalıştığımız Türk inşaat, mekanik ve elektrik mühendislerinin son derece yeterli olduğunu gördük. Yeni nesil artık her şeyi dert edinip araştırıyor ve çözüyor.

İnternet kullanımı da bu bilgi paylaşımını destekliyor.

Hem o, hem de artık zaman çok değerli, kısa sürede çok iş yapmak zorundayız. Bir stadyum projesi için yurtdışındaki bir ofisin önerdiği zaman dilimi 3 yıl. Burada ise 6 ay bile çok uzun görülüyor. Çünkü ülkenin içine girdiği bu yapılaşma furyasında bu kadar uzun süren projeler öngörülmüyor. Tabi Türklere özgü bir tez canlılık durumu da var. Nasıl ki mimarlık eğitiminde jüriler için uyumazdık, şimdi de teslim etmemiz gereken projeyi bitirmeden eve dönmüyoruz. Bu da 1 yıllık işi 4 ayda bitirmemizi sağlıyor.


Bir Kurumsallaşma Hikayesi: Ofiss Mimarca'dan BKA'ya
Anadolu'daki Mega Yapılardan, Guiness Adayı Akvaryuma
Heyecan ve İllham Veren Projelerle Yola Devam...
BKA Bebek Ofisi
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :