Tasarımları tüm dünyada büyük yankılar yaratan Zaha Hadid ile işbirliğinizden biraz bahseder misiniz?
Zaha hem insan olarak, hem de tasarımcı olarak çok takdir ettiğim bir isimdir. Kendisini AA' den tanıyorum. Bu piyasada mühendis olarak çalışmaya karar verdiğim andan itibaren Zaha'nın beni fark etmesi için uğraştım. İlk önce küçük bir yarışma projesi ile başlayan ilişki giderek gelişti. Birlikte altı, yedi birincilik aldık. Halen inşa halinde devam eden bazı projelerimiz var. Ben kendisini tutarlı ve yaratıcı buluyorum. Zaha'nın tasarladığı karmaşık, sofistike mühendislik teknikleri gerektiren formların mühendisi olmanın çok zor olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak ne istediğini net olarak bilen bir mimarla, tek bir formun peşinde koşmak bazı açılardan daha kolaydır. Ancak her mimarın farklı bir yaklaşımı var. Yine olağanüstü bir yetenek olan David Chipperfield ise bolca etüd yapar, biz de onunla birlikte formdan, forma savruluruz. Belki biçim Zaha'nınki kadar zorlayıcı değildir ama mimarın deneme, yanılma, deneyimleme isteği de zaman zaman aynı eforu gerektirir.
Siz bir mühendis olarak nelerden besleniyorsunuz?
Yapılarımın kullanılmasından, öğrencilerimin o yapıları sorgulayıp yorumlamasından, bana yeniden öğretmelerinden, öğrenmekten, öğretmekten, seyahat etmekten çok keyif alıyorum. İstanbul'daki konferansım da çok keyifliydi. Bu kentte bulunmaktan çok mutluyum, en kısa zamanda ailemle birlikte tekrar gelmeyi planlıyorum.