ŞANALarc

Danışmanlık ile küçük ölçekli yenilemelere imza attıkları, bir yandan da araştırmaya ve öğrenmeye ayrılan –Murat Şanal'ın deyimi ile- yaklaşık dört senelik bir "kuluçka dönemi"nin ardından ayaklarını daha sağlam yere basan ofis, "profesyonellik" kavramını Türkiye gibi bir coğrafyada taze bir soluk ile yeniden tanımlıyor. Tüm ısrarlara ve baskılara rağmen, "yalnızca bildikleri işi yapmak" adına müteahhitliğe bulaşmayı reddeden ve tasarım odaklılıktan taviz vermeyen mimar çiftin kararlılığı, bunu gösteriyor. Murat ve Alexis Şanal, böylelikle profesyonel olmanın "her işten anlamak"tan değil, uzmanlık bilgisine güven ve hatta ihtiyaç duymaktan geçtiğini kanıtlıyor.

"Prensip" üzerine kurulu bu ofis kurgusu, bir mimarlık pratiği yürütmenin farklı dinamiklerini de görmemizi sağlıyor. Mimarlık üretiminin "% 10 tasarım, % 90 tasarım yönetimi" demek olduğunu belirten mimarlar, vakitlerinin büyük çoğunluğunu tasarım araştırmalarına aktarıyorlar. Ancak diğer yandan da, işletmenin ticari inceliklerini öğrenmek için kendilerini yetiştirmeye devam ediyorlar. Kuruldukları ilk günden bu yana hiç para kaybetmediklerini ve kendini finansal anlamda döndürebilen bir iş yeri haline geldiklerini ifade ederken, bunu –her ikisinin de üyesi olduğu- Amerikan Mimarlar Birliği'nin (AIA) sağladığı bir rehber ile başardıklarını gurur ve açık yüreklilik ile ifade ediyorlar.

ŞANALarc'ın, Arnavutköy'de konumlanan ofislerinde dinlediğimiz hikayesi, genç mimarlar için oldukça yol gösterici bir tercihler silsilesini ve güzergah tercihini örneklendiriyor.

Ofisin güncel işlerine ve araştırma projelerine, Tumblr adreslerinden ulaşabilirsiniz.