“Çalışmayan bir sistemde başarılı olanların çoğu, tam olarak da sistem işlemediği için başarılı”
05 Ocak 2011
Öyleyse Türkiye'de yapı yaptırmak isteyen potansiyel müşteri ile hizmet veren/servis sağlayan mimar arasındaki diyalogun niteliklerinin kaymasında, farklılaşmasında etkili birer aktör olduğunuzu söyleyebiliriz.
AŞ: Müşterilerimiz açısından, kesinlikle! Ki bu gerçekten gurur duyduğumuz bir şey… Çevremizdeki mimarlardan sürekli olarak müşterilerini ne kadar da sevmediklerini duyarım. Bizim ise harika müşterilerimiz var; yaratıcı ve ilginçler… Elbette bir-iki istisna oldu. Ama bence mesele samimiyet. Biz müşterimizi anlamaya ve bir çözüm üretmeye çalışıyoruz. Yalnızca onların yararcı isteklerine değil –ki bunlar gerçekleştiğinde de çok mutlu oluyorlar, aynı zamanda estetik diyaloglarına yönelik olarak… Sonuçta tasarıma, nereye göz diktikleri ve nereden geldiklerine dair bir hikaye anlatmak, bunu ifade eden bir diyalog kurmak için önem veriyorlar. Resmi ve cesur bir şeye yatırım yapmak istiyorlar. Onları dinlemek, anlamak ve kendi yaratıcılığımız ile cevap vermek, karşılıklı bir güven inşa etmemizi sağladı. Sonuçta bu süreçte birlikte pek çok şey paylaşıyorsunuz ve herkes bir diğerinin yararını gözetiyor. Elbette bunu suistimal etmeye çalışanlar da var! "Daha hızlı yapabilirsiniz, daha ucuz, böyle, şöyle…" Dolayısıyla müşterinize tam olarak da bu anlamda güven duymaya çok ihtiyacınız var. Böylelikle şunu dile getirebiliyorsunuz: "Katkınız ve paylaşımınız için teşekkürler. Neden bunu istediğinizi anlayabiliyorum, ve evet, daha ucuza mal olabilir. Ama bu, benim bütünde yapmak istediğimi bozabilir." Ki bu işe yarıyor. Portfolyomuzun %70'ini geri dönüşler oluşturuyor.
OTIS İstanbul Genel Müdürlüğü, İstinye – "Işıkla Yıkanmış Figürler" / Fotoğraf: R. Anadol / A. Aktürk / Ekip: Josephe Cele + Begüm Öner / İç Mimarık / Temmuz 2006.
Görüştüğüm bir mimardan, şu ana kadar birlikte çalıştıkları müşteriler, müteahhitler ile ilgili bir tür "en iyi" ve "en kötü" listesi oluşturduklarını öğrenmiştim. Sizin de böyle bir listeniz var mı?
MŞ: Bence bu bir "en iyi" – "en kötü" listesinden ziyade vasıflar ve eksiklikler listesi olmalı. Şu anda 20 – 30 yıllık bir deneyimi arkamızda bırakmış bulunuyoruz ve bunu biz de gözlemledik. Karşımızdaki kişinin deneyim, bilgi, potansiyel, vasıf ve eksiklerini değerlendirebileceğimiz araçlar geliştirdik.
AŞ: Çalışmayan bir sistemde başarılı olan kişilerin pek çoğu, tam olarak da sistem işlemediği için başarılı oluyor. Başarısız olanlar ise sistem onlar için çalışmadığından başarısız oluyor. Kötü mühendisler olmadığını söylemeye çalışmıyorum; eminim müthiş derecede rahatsız edici müşteriler ve geliştiriciler de vardır. Ama ben, mimarlığa para yatıracak herkesin –ki burada en azından yarım milyon Dolardan söz ediyoruz- bir noktaya kadar iyi niyetleri olduğuna inanıyorum. Şayet ortada bir takım mühendisler veya teknikerler varsa, onların da en azından görünürlük sahibi olmalarını sağlayan bazı marifetleri olmalı diye düşünüyorum.
Öte yandan bu bir takım çalışması… Ve ekibin dinamizmi her şeyden daha önemli. Tek bir zayıf halka bile olsa, o halkayı güçlendirmek ekibe değer katar. Üstelik işin içinde daha bir dolu başka aktör var! Müteahhitleriniz var, evet, ama alt yüklenicileriniz de var! Belki hepsi muhteşemler ama uygulama aşamasında bir yüklenici geliyor ve bakıyorsunuz: Tam bir kavun! Ama herkesin birlikte çalışarak o kavunun başarılı olmasını sağlaması, onu küçük bir çileğe dönüştürmesi gerekiyor. Eğer bu gibi listelere odaklanırsanız, işin ortaklaşa çalışma kısmını ıskalarsınız; enerjiniz de çözümü değil problemi beslemeye akar.
Alexis ve Murat Şanal'ın "Erken Dönem Hikayeleri"
Tespitler, Başarılar ve Hedefler...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın