Zaha, Cips, Zencefilli Çörek ve Mimari Safsata

E. Seda KAYIM / 08 Ocak 2010
“The New Yorker”ın patates cipsli Zaha Hadid profili ve Building Design’in zencefilli çörekten yaptığı Tate Modern “maket”i bizleri, mimari tasarıma giden yolun mimarın midesinden geçip geçmediğini sorgulamaya itti.

Mimarın Göbeği yaklaşık iki senedir gastronomi ile mimarlık arasında tasarımsal bir ilişki ve geri besleme durumu düşleye ve tasvirleyedursun, John Seabrook'un "The New Yorker" için kaleme aldığı patates cipsli Zaha Hadid profili ve Building Design'in zencefilli çörekten yaptığı Tate Modern "maket"i bizleri, mimari tasarıma giden yolun mimarın midesinden geçip geçmediğini sorgulamaya itti.




Peki, nedir mimarların patates cipsi ve zencefilli çöreklerle alıp veremedikleri? Aslen, hiç bir şey! Söz konusu ilişkilendirmenin, işgüzar mimarlık eleştirmenlerinin son eğlencesi olduğu rahatlıkla söylenebilir. Ancak yine de dünyaca ünlü Zaha Hadid'in alt tarafı çok sevdiği patates cipslerinden ilham almış olabileceği fikri, mimarların tasarlama edimini o "yüksek entelektüel" ve "müthiş ulvi" sürecin dışında bir yerlerde düşlememize yardımcı olabileceği için keyifli gözüküyor.




Fast Company'den Alissa Walker, Seabrook'un yazısına Hadid ile yediği yemeğin detayları ile başlamasını bir tesadüf değil "yeni nesil eleştiri" addediyor. Ardından da yazardan şu alıntıya yer veriyor:

"Sandviç patates cipsi ile geldi ve Hadid, önce parlak kırmızı ojeli parmaklarının arasında döndürdüğü bir tanesini ağzına götürerek tadına baktı. Olağan bir patates cipsinin burkulmuş geometrisi, günümüzün modern araba ve telefonları hakkında hiç bir fikir vermese de, bugün ne kadar da az yapının dijital dünyaya ait olduğunu hatırlatır gibi… Hadid, mimarlığın bu hıza yetişmesine yardım etmeye kendini adamış."




Seabrook'un serbest çağrışımlı bu cümleleri, Walker'ın hayal gücüne katalizörlük etmiş olsa gerek ki yazar, mimarın bir dizi yapısının nasıl olup da çeşit çeşit patates cipsine "bu denli" benzediğini araştırmaya koyuluyor.

"Eh, artık onun pelerinlere karşı zaafı kadar patates cipsi sevgisinden de haberdar olduğumuza göre, karşımızda ağız sulandırıcı bir durum var! Belirtmek gerek ki tuzlu atıştırmalıklar, gerçekten de Hadid'in binalarını gördüğümüzde aklımıza doğrudan düşen yegane şeyler. 2012 yılında inşa edilen Londra Olimpik Yüzme Merkezi, tam bir ‘Pringle'a benziyor. Bu durumda Hadid'in işlerinin, daha önce yalnızca patates cipslerinde bulunan bir mühendisliği kullanabilmesi mümkün mü? New Yorker, Hadid'i kariyerinin zirvesindeki ‘yalnız Arap kadını' olarak incelemek konusunda müthiş bir iş çıkarmış. Biz ise onun işlerini yağlı, ekşi krema ve soğan aromalı bir Lays yığını ile ilişkilendireceğiz."

Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :