Galeriler, sanat kurumları, sergi duyurularıyla yeni kültür sanat dönemi açılışlarını yapıyorlar.
Decollage Art Space, In Transit, Photography Mixed Media on Paper, 70 w x100 h cm, 2021
Decollage Art Space, Belm art Space, Borusan Contemporary ve ArtHan Gallery, yeni kültür sanat sezonunu yeni sergilerle karşılıyorlar.
Melody Hesaraky’nin “In Transit” Adlı Türkiye'deki İlk Kişisel Sergisi Decollage Art Space’te Açılıyor
Amerikalı sanatçı Melody Hesaraky’nin, Türkiye’deki ilk kişisel sergisi “In Transit”, 19 Eylül – 17 Ekim tarihleri arasında Decollage Art Space’te izleyiciyle buluşuyor.
New York’ta yaşayan, disiplinlerarası bir yönetmen, tekstil tasarımcısı ve sanatçı olan Melody Hesaraky’nin 2020 yılından beri üzerinde çalıştığı serisi “In Transit”, insanın varoluşundaki yaratım sürecini, hareketle ve bedenle ilişkisini ele alıyor. Birleşik Krallık’taki Brighton Üniversitesi'nden 3D Tasarım ve Malzeme Pratiği lisans derecesini ve San Francisco'daki Academy of Art Üniversitesi Moda Okulu'ndan Tekstil Tasarımı alanında yüksek lisans derecesini tamamlayan sanatçı, fotoğraf, illüstrasyon, karışık medya gibi pek çok türden eserlerini sergi kapsamında bir araya getiriyor.
Figure 1, New York City, 2021
“In Transit”, Melody Hesaraky’nin fotoğraf, illüstrasyon ve karışık medya eserlerinden oluşan disiplinlerarası bir sergi olarak karşımıza çıkıyor. Sanatçının 2020 yılında başladığı, üç ayrı seriden oluşan yolculuğun ilk durağı “In Transit”, vücut sanatı eşliğinde karışık medya içeren fotoğraflardan oluşuyor. Fotoğraflar, insan bedenini ve bedendeki devinimi vurguluyor. Durgunluk içerisinde hareketin sihrini keşfeden eserler, dünyanın durmaksızın dönüşünün ve zamanın ritmik nabzının ortasında, hareketsiz kalmaya, hareketin şiirselliğinin tadını çıkarmaya ve oluş eyleminde teselli bulmaya çağırıyor. İllüstrasyon serisi “The Most Gentle Touch’’, doğu - batı, siyah - beyaz, yaşam - ölüm gibi ikiliklerin arasında, “geçişte’’ kendini bulmayı ele alıyor.
Decollage Art Space izleyicileri, 19 Eylül’de, yaşam yolculuğunun, oluş eyleminin ve yaratım sürecinin keşfi için Hesaraky’nin eserleri aracılığıyla sadece bir an için bile olsa “geçişte’’ (In Transit) olmaya davet ediyor.
Soluduğum Pas
Belm’art Space, Çağrı Saray'ın yeni sergisine ev sahipliği yapacak.
Sanatçının öğrencilik yıllarından günümüze kadar geçen sürede ürettiği, bir bölümü daha önce hiç sergilenmemiş eserlerden oluşan serginin çıkış noktasını, Saray’ın çocukluğunda önemli bir yer tutan Ankara’yla kurduğu karmaşık ilişki oluşturuyor.
Sanatçı, oksijenin hem yaşamın devam etmesinde hem de aşınmadaki çifte rolü üzerinden hareketle kurguladığı “Soluduğum Pas” adlı yeni sergisinde kendi hafızasının yanı sıra kentin, kentli olmanın ve millî tarih anlatısının hafızasını irdeliyor.
“İleri ya da geri, yukarı ya da aşağı, orada ya da burada; geçmişin zihnimizde bıraktığı tüm izler bunun birer örneğidir; paslanma tıpkı gözbebeklerimize yerleşen karadelikler gibi olay ufkundaki her şeyi etkiler. Ancak kimi zaman düz kimi zaman ise kavisli, sürekli, kesintili, sığ veya derin oksidasyon süreçleri sadece birer aşınma değildir. Nefes almak gibi en temel yaşamsal faaliyet aslında bir çürümenin de tetikleyicisidir (...) paslanmak, yaşayabilmek için feda etmek zorunda olduğumuz her şeyin toplamı, bir gün sonunun geleceğini bilsek de yerçekimine direnirken aldığımız, o en insani hasarın bedelidir.” (Sinan Eren Erk’in yazdığı sergi metninden)
Sergi, Pazartesi hariç her gün 12.00-19.00 saatleri aralığında görülebilir.
Mat Collishaw, Çınlayan Sirenler, 2023. Görsel: Nicolas Polli.
Borusan Contemporary’de Bilim ve Tarih Disiplinleri Kesişiminde, Görsel ve Düşünsel Yeni Deneyimler
Güncel sanatın önemli isimlerinden Mat Collishaw’u, Alice Sharp küratörlüğündeki geçici sergi programı kapsamında Aritmi ile ağırlayan Borusan Contemporary’nin koleksiyon seçkisi ise Dijital Mitolojiler başlığı altında Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan 61 yapıtı izleyiciyle buluşturuyor.
Borusan Contemporary, yeni kültür sanat sezonu için hazırladığı sergilerle, sanatseverleri çok katmanlı bir sanat deneyimine davet ediyor.
90’li yılların sonundan bu yana sürdürdüğü sanat pratiğiyle, güncel sanata yön veren akımlar içerisinde anılan Britanyalı sanatçı Mat Collishaw, yeni solo sergisi Aritmi ile, sanat, bilim ve tarih disiplinlerinin perspektifinden önermeleri, yapay zekâ teknolojileriyle birleştiriyor. Sanat ve bilim alanından iki önemli isim olan Albrecht Dürer ve Ernst Haeckel’ın çalışmalarını referans alan Collishaw, doğanın bozulmakta olan ritmini görselleştiriyor. Aritmi, Dürer gibi Rönesans sanatçılarının dünyaya olan bakışımızı geliştirmek için son derece önemli olduğuna inandıkları ampirik yöntem ve doğa gözlemi kavramlarını gündeme getiriyor. Tıpkı Dürer gibi, Collishaw da yaklaşmakta olan felaketle ilgileniyor.
Sergi kapsamında sergilenen Sonuna Dek başlıklı video çalışması, 19. yüzyılın kolonyal dünyasında bitkilerin denizaşırı taşınmasını sağlayan ve bir terraryum formu olan Wardian Kutuları’ndan yola çıkıyor. Samuel Barber’ın Adagio For Strings eseri eşliğinde akan videoda doğanın yıkımı ve yeniden canlanışı dramatik bir biçimde birbirini izliyor.
Melez Gücü animasyon videosu ise doğa/kültür ikiliğini ele alırken, vahşi yaşamın Londra Ulusal Galerisi’ni, dolayısıyla insanın doğaya alternatif olarak ürettiği “kültürü” ele geçirişini çarpıcı bir biçimde görselleştiriyor.
Niko Luoma, Bir Kürenin Projeksiyonu I, 2014. Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu. Görsel: Hadiye Cangökçe.
Mat Collishaw sergideki yeni eserlerinde İstanbul Boğazı’nı referans alıyor
Collishaw’un Pandora isimli çalışması ise İstanbul Boğazı’ndan ilham alıyor. Sanatçı, Haeckel’ın deniz yaratıkları illüstrasyonlarıyla Albrecht Dürer’in Mahşerin Dört Atlısı adlı ahşap baskısını yapay zekâ yardımıyla dönüştürerek özgün bir ilüstrasyon üretiyor. Sanatçının imza işi olan zoetrop formatında kurguladığı çarpıcı enstalasyonu Çınlayan Sirenler ise denizanası türlerinin doğal ritimleri dışındaki aşırı çoğalmalarını vurguluyor; bu istilacı canlıları doğanın zekâsını sembolize eden kapana kısılmış ahtapot ile karşılaştırıyor.
Mat Collishaw, felsefe ve bilim tarihini katederek doğayla bağ kurmak için kuramların yanı sıra duyuların ve hayal gücünün gerekliliğini vurguluyor. Aritmi, teknolojinin yardımıyla doğaya ve doğayla ilişkimize dair yeni görme yollarını araştırıyor.
Dijital Mitolojiler Yeni Medya Sanatının farklı üretim olanaklarını inceliyor
Necmi Sönmez küratörlüğünde, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan bir seçki sunan Dijital Mitolojiler, Yeni Medya Sanatının farklı üretim olanaklarıyla şekillenen deneysel yaklaşımlarını ön plana çıkarıyor. Artık güncel yaşamın bir parçası olan “dijital tecrübeler”, 2000’li yıllardan itibaren yaratıcı sanatçılar için daha önce mümkün olmayan birçok araştırmanın kapılarını araladılar. Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu bu tür araştırmalar üzerine yönelen karakteriyle dijital imge üretiminin altını çizdiği “yeni görselliğin” izini sürmektedir. Sergi bu görselliğin gündeme getirdiği imgeleri karşılaştırmalara dayanan bir yaklaşımla büyüteç altına alıyor. Yeni Medya Sanatı örneği olan neon heykeller, video yerleştirmeler ve manipüle edilmiş fotoğraflar, klasik üretim teknikleriyle şekillenmiş kolaj, tuval, kâğıt çalışmalarıyla bir araya geldiklerinde “hareketli imge” ile “duran imge” arasındaki farklılıklar, eşzamanlı olarak belirgin bir hal alıyor. Dijital Mitolojiler kapsamında, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan daha önce sergilenmemiş dört yeni eser de izleyiciyle buluşacak.
BAĞ Karma Sergi
"Bağ " sergisi Nuray Özler Yolcu küratörlüğünde farklı disiplinlerde çalışan on iki sanatçıyı bir araya getiriyor, 16 Eylül - 7 Ekim tarihleri arasında Arthan Galeri’de izleyici ile buluşuyor.
"Bağ "sadece kişisel ilişkilerin değil, aynı zamanda insan ile doğa, geçmiş ile gelecek arasındaki iletişimin de bir ifadesidir. Sergi, izleyicilere etkileşimin derin ve karmaşık örgüsünü görmeleri ve hissetmeleri için bir fırsat sunuyor. Bağlarımızın gücü ve kırılganlığı, her bir eserde kendini gösterirken, sanatçılarımızın ve izleyicilerin bir araya gelerek bu bağların ilişkisini derinlemesine keşfetmelerine yol açmayı hedefliyor.
Bağ Sergisi'nde, sanatçıların yaratıcı ifadeleri ve izleyicilerin empatik bağları birleşir. Her bir eser, bir dokunun diğerine nasıl geçtiğini ve nasıl bir anlam taşıdığını anlatan bir hikaye sunar. Bu aynı zamanda insan bağlarının ve ilişkilerinin gücünü anlatan bir anlatının gerçekliğini simgeler.
Sanatçılar: Çağdaş Erçelik, Deniz Kurtdere, Fatma Başar, Güneş Özmen Hüseyin Rüstemoğlu, Orçun İlter, Reyhan Uludağ, Sefa Yamak, Selda Okutan Seydi Murat Koç, Şükriye Karaçay, Utkan Başar.
*
Melody Hesaraky Hakkında
Brooklyn, New York'ta yaşayan İran asıllı multidisipliner bir sanatçı, yönetmen ve tekstil tasarımcısıdır. Dört yaşında resim yapmaya başlayan, sanat pratiği ve yaratıcılığı her zaman hayatının en önemli parçalarından biri olan sanatçı, Birleşik Krallık’taki Brighton Üniversitesi'nden 3D Tasarım ve Malzeme Pratiği lisans derecesini ve San Francisco'daki Academy of Art Üniversitesi Moda Okulu'ndan Tekstil Tasarımı alanında yüksek lisans derecesini aldı.
Brighton Üniversitesi'nde lisans eğitimi sırasında seramik, metal, polimer ve ahşap gibi farklı malzemelerle çalışmayı keşfetti, bu sırada sanat statiğini ve felsefesini oluşturdu. 2015 yılında San Francisco'daki The Academy of Art University'de Moda Okulu'na girdi. Mezun olduktan sonra sanat pratiğine devam etmenin yanı sıra birçok üst düzey moda şirketi için çalıştı. 2019 yılında Berkeley, Kaliforniya'da HES Studio'yu " ويدوتسا سح " kurdu ve stüdyosunu 2020 yılında Brooklyn, New York'a taşıdı.
2020'den bu yana New York'ta geçirdiği süre boyunca Ballet Hispánico ve Dance Theatre of Harlem'den dansçılar, müzisyenler, fotoğrafçılar ve film yapımcıları gibi birçok seçkin sanatçıyla çalıştı. Brooklyn Expo Center, Knockdown center ve bazı özel alanlarda sergiler açtı. Bazı eserleri şu anda Manhattan'daki WCC, West Chelsea Contemporary Gallery'de sergilenmektedir.
Borusan Contemporary Hakkında
Borusan Contemporary, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’ndan beslenen sergiler, etkinlikler ve eğitim programlarına yer veren, sipariş yoluyla yeni sanat üretimlerini ve sanat yazarlığını destekleyen çok platformlu bir güncel sanat kurumudur.
Kurumun 2011’den bu yana yürüttüğü faaliyetlerin belirleyici özelliği, fotoğraf, video, ses, ışık, yazılım, veri gibi teknolojilere sanat pratiğinde yer veren uluslararası sanatçılara ve en geniş tanımıyla yeni medya sanatına odaklanmasıdır.
Sergiler ve etkinlikler, Borusan Holding’in merkez ofisi olan Perili Köşk’te gerçekleştirilmektedir. Bu konumlandırma sayesinde ofis ortamı içinde özgün bir sanat merkezi yaratılarak, iş dünyası için yenilikçi ve yaratıcı bir model oluşturulmuştur.
Programın çoğu Borusan Holding ofislerinin de bulunduğu, İstanbul'daki Perili Köşk’te gerçekleşir ve bu da özünde ofis ortamında hayat bulan benzersiz bir müze yaratır. Galeri, ofis alanları, cafe, Artstore ve Boğazın nefes kesici manzarasına hakim açık hava terasları da dahil olmak üzere tüm bina hafta sonları genel ziyarete açıktır.
Borusan Contemporary yalnızca hafta sonları 10.00–19.00 saatleri arasında ziyaret edilebiliyor. Ayrıca, 11.00-13.00-15:00-17:00’de düzenlenen ücretsiz rehberli sergi turları için rezervasyon yapılmalıdır. Son ziyaretçi kabulü 18:00’da yapılmakta olup giriş ücretleri ve ziyaret bilgileri ile ilgili detaylara Borusan Contemporary’nin internet sitesi üzerinden erişilebilmektedir.
Mat Collishaw Hakkında
Mat Collishaw çağdaş Britanya sanatının en önemli ve ilginç isimlerinden biridir. Collishaw, Goldsmiths Üniversitesinde aldığı eğitimin ardından Genç İngiliz Sanatçıları (Young British Artists) hareketine dahil oldu. Damien Hirst’ün 1988’de düzenlediği Freeze sergisine ve 1997’deki provokatif ‘Sensation’ gösterisine katılan 16 genç sanatçıdan biriydi.
Collishaw 30 yıllık kariyeri boyunca insan bilinçaltının doğası üzerine kafa yordu ve onu çeşitli ifade araçlarıyla etkilemenin yollarını aradı. Sanatçı, optik yanılsamalar, projeksiyonlar ve hareketli heykellerle seyircileri hem doğrudan hem de bilmeden meşgul eden eserler ve senaryolar yarattı. Collishaw’un çalışmaları bizi temel psikoloji, tarih, sosyoloji ve bilimle ilgili sorular hakkında düşünmeye teşvik eder. Her bir eserinin zenginliği ve görsel çekiciliğinin ardında, imgeler ve çağdaş teknoloji yoluyla günümüz dünyasını nasıl algıladığımız ve ondan nasıl etkilendiğimiz hakkında derin bir keşif vardır. Davranış kontrolü, programlama ve zamansal gerçekliğe ilişkin sorular seyirci deneyiminde önemli bir yer tutar.
Alice Sharp Hakkında
2009 yılında kurmuş olduğu, bir sanat ve çevre örgütü olan Invisible Dust’ın sanat yöneticisidir. Invisible Dust, iklim değişikliği ile başa çıkmak için daha geniş bir anlayış ve farkındalık yaratmada sanatın rolünü ve “görünmeyeni görünür kılmanın” önemini savunarak, çevre ve iklim konularında sanatçılarla bilim insanları arasında uluslararası iş birliklerine öncülük etmiştir. Invisible Dust projeleri arasında 2018 yılında Margaret Atwood ile “Under Her Eye”, 2022/23 yıllarında Dryden Goodwin ile “Breathe”, 2023 Mayıs’ında “Sea Change” ve Amy Jeffs ile Ben Okri’nin kaleminden gezegenin geleceği hakkında anlatılan “Forecast” öyküleri sayılabilir. Alice halen Oulu AB Kültür Başkenti 26 için Climate Clock’un küratörlüğünü yapmaktadır.
Alice, aralarında Elizabeth Price, Wangechi Mutu, Jeremy Deller, Fei Jun, Joan Jonas ve Cornelia Parker’ın da bulunduğu birçok önemli bilim insanı ve sanatçı ile çalışmıştır. Birleşik Krallık’ı temsil eden seçkin bir sanat ve iklim konuşmacısıdır: Dünya çapında 85.000 izleyici toplayan Insider Magazine etkinliğinde, 2020’de Davos’ta ve 2023’te British Council vasıtasıyla Birleşmiş Milletler Gelişim Programı için Yunanistan ve Romanya’da konuşmacı olarak bulunmuştur. Alice’in bağımsız olarak küratörlüğünü üstlendiği sergiler arasında: 2008 yılında Antony Gormely ve Yinka Shonibare ile Fourth Plinth ve 2010 yılında Nevin Aladağ, Zineb Sedira, Olaf Nicolai, Mike Nelson ve Nasan Tur’un da dahil olduğu 16 sanatçı ile Türk göçünün çağdaş sanat üzerindeki yansımalarını araştıran Journeys With No Return (Dönüşü Olmayan Yolculuklar) bulunur. Bu proje, İstanbul’da Akbank Kültür Merkezi’nin yanı sıra Berlin ve Londra’da izleyicilerle buluşmuştur.
Rüstem Paşa Kervansarayı “Kurşunlu Han” Hikâyesi
Mimar Sinan eseri Rüstem Paşa Kervansarayı “Kurşunlu Han”, 500 yıldır değişime tanıklık edip ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Yüzyıllar içinde ilk St. Michele katedrali, sonrasında kervansaray olarak hizmet vermiş olan mekân günümüzde ticaret erbabı, üretim atölyeleri ve farklı disiplinlerde yapıtlar veren sanatçıların yanı sıra zanaatkârları, tasarımcıları, mimarları da aynı çatı altında toplamakta. Kurşunlu Han, zengin geçmişini bugünün işleri ile harmanlayıp toz tutmaya devam ediyor.
Arthan Gallery Hakkında
Kurşunlu Han’ın dokusuyla günümüzün sanat eserlerini harmanlayıp izleyiciye ve sanatçıya eşsiz bir deneyim yaşatmayı amaçlıyor. Sanat ve hayatla iç içe olmak isteyen herkesin buluşma noktası…