İnsan gücünün neler yapabileceğini asırlar önce kanıtlayan Çin Seddi gibi
anıtsal yapıların toprağı Çin'de, günümüzde teknolojinin ve küreselleşmenin de katkısıyla insan 'hayal/gücü' özellikle mimari ve inşaat alanında kendini
gösteriyor.
İnsan gücünün neler yapabileceğini asırlar önce kanıtlayan Çin Seddi gibi anıtsal yapıların toprağı Çin'de, günümüzde teknolojinin ve küreselleşmenin de katkısıyla insan 'hayal/gücü' özellikle mimari ve inşaat alanında kendini gösteriyor.
Dünya Ticaret Örgütü'ne katılmasından sonra hızlı bir ekonomik atağa kalkan Çin, aynı zamanda dünyanın en kapsamlı kenstel dönüşüm süreçlerinden birini yaşıyor. Ülkede yaşanan gelişmelere paralel olarak doğan yüksek konut ihtiyacı ve modern mimariye duyulan heyecan, burayı sadece dünyanın en büyük inşaat alanına değil; aynı zamanda 21. yüzyılın en heyecan verici mimari örneklerinin görüldüğü; Paul Andreu, Norman Foster, Zaha Hadid, Kisho Kurokava, I.M. Pei gibi dünyaca ünlü mimarların iş yapabilmek için yarıştığı bir ülke haline de getirdi. Fütüristik mimarinin vitrini olarak adlandırılan Çin'in, sadece başkenti Pekin'de bile şu anda devam eden binden fazla proje var. Üstelik, ülkenin öngördüğü kalkınma projelerine bakıldığında, şimdiye kadar yapılanların başlangıçtan ibaret olduğunu söylemek mümkün.
Mimaride gelenseksel çizgiyi kaybetmemeye çalışarak kültürel değerlerin de koruyucusu olmak isteyen Çin, mimariyi bir turizm ve reklam aygıtı olarak görüyor. Tek partili yönetim sistemine rağmen demokratikleşme çabasında olduğunu dünyaya kanıtlamak isteyen ülke, mimariyi de bu çabaların görsel bir yansıması olarak sunuyor. Dev ölçekli şehircilik projelerinin ve kırsal dönüşümlerin yaşandığı Çin'de, mimarlar da başka bir ülkede sadece çizim masasında kalabilecek avant-garde tasarımlarını gerçekleştirme şansı buluyorlar. Ancak yabancıların uygulama sürecine dahil olmasını engelleyen kanunlar gereği, çoğu zaman tasarımlarının uygulanma aşamasına karışamıyorlar.
2008 yılında Çin'de gerçekleşecek Olimpiyatlar , ülkede yaşanan mimari gelişmelere fazladan ivme kazandırarak, Olimpiyat Oyunları'nın yapılacağı bölgeler başta olmak üzere, sıradışı bir hareketlilik haline soktu. Yakında dünyanın en büyük havaalanına, ilk tümüyle sürdürülebilir kentine, kısa bir süreliğine bile olsa en yüksek yapısına ve daha pek çok "en"ine sahip olacak ülke; mimarlık camiasında pek de önemsenmeyen "En"leri, Çin'in dışa dönük yüzü için bu devirde vazgeçilmez olarak görüyor. Kentsel bütünlük içinde nereye oturdukları ciddi biçimde sorgulanabilecek olan bu hareketliliğin ürünleri, teker teker değerlendirildiklerinde oldukça ilginç mimari buluşları da içeriyor.