The Commune:
İlk aşaması 2002'de tamamlanan, tümü 2010 yılında bitecek proje, 12 önde gelen Asyalı mimarın ortak projesi. Çin Seddi'nin gölgesinde, her bir mimara 1 milyon dolar bütçe ayrılarak yapılan proje, Shuiguan Dağları'nın içine gömülü gibi duruyor. 12 özel villadan oluşan komplekste yer alan villalar 2002 Venedik Bienali'nde sergilendi. "The Commune" şu anda Alman lüks oteller zinciri Kempinski tarafından işletiliyor.
Milli Yüzücülük Merkezi
"Su küpü" takma adını taşıyan yapı 2008 Olimpiyatları için PTW ve Ove Arup ortaklığında tasarlandı. Yapının ilgi çeken dış cephesinde, enerji tasarrufu sağlayan hafif teflondan paneller kullanıldı. Yüzme havuzlarını ısıtmak için güneş enerjisinden faydalanılırken, yağmur suyu yeraltına yerleştirilen tanklarda biriktirilecek ayrıca su kaybını azaltmak için de havuzlarda çift filtre kullanılacak.
Ulusal Gösteri Merkezi
Tiananmen Meydanı yakınlarında yer alan 490. 485 m2lik tiyatro, cam ve titanyum kullanıldı. Şehrin en eski yapılarının olduğu caddede yer alan bina, Pekinliler tarafından Halkın Kahramanları Heykeli (devrim şehitleri anısına yapılmıştı), Milli Kongre binası ya da Tiananmen Kapısı gibi , eski kentin simgeleriyle uyuşmayacağı gerekçesiyle eleştirildi.
Fransız mimar Paul Andreu tarafından yapılan gösteri merkezinde 2416 koltuklu opera salonu, 2017 koltuk kapasiteli konser salonu ve 1040 koltuklu tiyatro salonu yer alıyor. Binanın yarı saydam dış kabuğu, binanın halka ait en büyük kamusal alanlardan biri olmasına atfen, geceleri 3 salondan birinde yapılan gösterileri dışarıya yansıtacak şekilde tasarlandı.
Dongtan Eco City, Dongtan
Masterplanı Arup tarafından gerçekleştirilen projenin ilk aşaması 2010 yılında tamamlanacak. Dünyanın en kirli 30 şehrinden 20'sine sahip Çin'in ilk ‘yeşil kenti' olacak Dongtan; sera etkisi üretiminin sıfır seviyede olduğu ve kendine yeterli su ve enerji sistemleri bulunan, tam anlamıyla kendine yeterli bir şehir olarak tasarlandı. manhattan Köy veya kasaba planı esas alınarak, bir takım mahallelerin birleştirilmesiyle oluşturulan şehirde, ulaşımın araba yerine yaya olması amaçlanmış.
Tüm enerji ihtiyaçlarını kendi karşılayabilen şehirdeki enerji kaynakları kendi kendini yenileme gücüne de sahip; rüzgar trafoları, bio-yakıtlar ve tekrar kullanımlı organik malzemeler kullanılarak enerji üretilmesi planlanıyor. Şehirde yaşayanlar, yerel çiftliklerde yetiştirilecek biyolojik ürünleri tüketecek. Evlerin çatıları çimle kaplanacak. Bu da en iyi ısı yalıtımını sağlayacak ve enerji tüketimi yüzde 70 azalacak. Şehrin ancak yüzde 40'ına inşaat yapılacak. Kalan alanlar tarıma ve doğal kuş cennetlerine ayrılacak. Projenin tamamen biteceği yıl olarak ise 2040 öngörülüyor.