Gürültü Kontrolünde Mimarın Rolü Masaya Yatırıldı

Tuba Tellioğlu Şeren, Amber Eroyan / 26 Nisan 2017
Şişecam Topluluğu bünyesinde faaliyet gösteren Şişecam Düzcam, “Uluslararası Gürültü Farkındalığı Günü” kapsamında, Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) organizasyonu ve İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İstanbulSMD) işbirliğiyle 26 Nisan'da YEM'de düzenlediği etkinlik ile gürültü kontrolünün önemine bir kez daha dikkat çekti.

Moderatörlüğünü gazeteci Deniz Bayramoğlu’nun üstlendiği "Mimarlar Gürültüyü Tartışıyor 02" etkinliğinde; Kreatif Mimarlık Kurucu Ortağı Aydan Volkan, DB Mimarlık Kurucusu Bünyamin Derman, KPM Mimarlık Kurucusu Kerem Piker, Tekeli Sisa Mimarlık Ortaklığı'ndan Mehmet Emin Çakırkaya, MuuM Mimarlık Kurucu Ortağı Murat Aksu, Talayman Akustik Tasarım ve Danışmanlık Kurucu Ortağı Türker Talayman gürültü kontrolü konusunu farklı bakış açılarından değerlendirdi. 

Gürültü yönetmeliğinde geri sayım...

Deniz Bayramoğlu

Gürültü kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki negatif etkilerine değinen moderatör Deniz Bayramoğlu, kendi yaşadığı olumsuz deneyimlerinden örnekler vererek oturuma etkili bir başlangıç yaptı. Gürültü Farkındalığı Günü’nde gürültü kirliliğini tartışmak için bir araya toplanan dinleyicilere konuşmacıları tanıtan Bayramoğlu, açılış konuşmasını yapmak üzere sahneye Şişecam Düzcam Pazarlama Grup Müdürü Tansu Kumru’yu davet etti. 

Tansu Kumru

Gürültü kirliliğinin insanda depresyon, uyku bozukluğu ve konsantrasyon eksikliğine yol açtığını belirten Tansu Kumru, dinleyicilere Einstein’ın “Gerçek başarının kaynağı konsantrasyon”dur sözünü hatırlattı. “Günümüzde şehirlerde oluşan gürültü kirliliğinin en büyük kaynağı trafiktir. Trafiğin yarattığı gürültü kirliliği 70 desibele ulaşmaktadır. İkinci sırada ise inşaat gürültüsü yer alıyor. Avrupa’da yapılan araştırmalar sonucunda büyük kentlerde yaşayanların her gün yüksek desibellere ulaşan inşaat gürültüsüyle karşı karşıya kaldığı biliniyor. Cam ise kumdan yaratılan bir mucize. Yaşadığımız yeri yazın serin, kışınsa sıcak tutmaya yarıyor. Şişecam Düzcam’ın ürettiği Akustik Lamine Cam ile 90 desibel olan inşaat gürültüsünü 40 desibele indirip bir kütüphanenin ses düzeyine indirebiliyoruz.” diyen Kumru, yakın zamanda yürürlüğe girecek gürültü yönetmeliğinin haberini vermekten mutluluk duyduklarını dile getirdi. 

“Üzerinde durulması gereken nokta, kentteki inşa sürecinin nasıl yönetildiği ve nasıl planlandığıdır”

Bünyamin Derman

Panelin ilk konuşmacısı DB Mimarlık ve Danışmanlık şirketinin kurucusu Bünyamin Derman’dı. Derman, "Kentin Sesleri" başlıklı sunumuna, fonda Orhan Veli’nin “İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı” şiirinin okunduğu eski İstanbul görüntülerinden oluşan video gösterimiyle başladı. “Benim ve buradaki pek çok kişi için eminim; vapur düdüğü ya da martı çığlığı İstanbul’u çağrıştıyor” diyerek, seslerin mekanı tanımlamadaki etkisinden söz açan Derman, “Üzerinde durulması gereken nokta, kentteki inşa sürecinin nasıl yönetildiği ve nasıl planlandığıdır” dedi. Çözümün öncelikle kentsel ölçekte aranması gerektiğini belirten mimar, gürültü üreten yapıları kent içine doğru konumlandırmanın, kentin gelişim alanlarını planlarken burada yaşayan insanların günlük ihtiyaçlarını yerinde karşılama imkanı oluşturarak oradaki nüfusun kent merkezine olan hareketini azaltmanın, suyu ve yeşili kent peyzajında yeterli ve anlamlı bir şekilde kullanmanın gürültü kirliliğini azaltmada etkili olabileceğini dile getirdi.  

Yönetmelikle birlikte tüm yapı malzemelerine akustik performans analizi yapılması gerekecek

Daha sonra söz alan Talayman Akustik Mühendislik Kurucu Ortağı Türker Talayman ise, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve yakında yürürlüğe girmesi planlanan Akustik Performans Yönetmeliği ile ilgili bilgi verdi. 35 Avrupa ülkesinden sadece Malta, Makedonya ve Türkiye’nin bir Akustik Yönetmeliği'nin bulunmadığına dikkat çeken akustik mühendisi, bakanlık insiyatifiyle bir Akustik Kılavuzu çalışmasının yapıldığını belirtti.

Türker Talayman

Yönetmelik yürürlüğe girdiğinde tüm yapı malzemelerinin akustik performans analizlerinin yapılması gerekeceğine dikkat çeken Talayman, bu analizlerin Avrupa standartlarında ve hızlı bir şekilde yapılabilmesi için Akredite Ses Yalıtım Laboratuvarı - TSE Tuzla’nın hayata geçirildiğini aktardı. Talayman, bu yeni merkez ile yerli üreticilere ölçüm maliyetinde avantaj sağlandığını sözlerine ekledi. Yönetmeliğin tüm yapı tipleri için geçerli olacağının haberini veren Talayman, yapı sektöründe günümüzde geçerli olan “daha ince, daha hafif ve daha ucuz malzeme” yaklaşımını bir daha gözden geçirmemiz gerekeceğinin de altını çizdi.

Gürültü kontrolüne ilişkin temel parametrelerin ortaya konulduğu ilk bölümün ardından konuşmacılar, gürültü kontrolü özelindeki mimari yaklaşımlarını mesleki deneyimleri üzerinden aktardılar.

"Artık görünmez tarafın da tasarlanması gerekiyor"

"Gürültü Kontrolü ve Mimarlık" başlıklı konuşmasında, mimarların beş duyu arasında büyük oranda göz için tasarım yaptığını dile getiren Mehmet Emin Çakırkaya, "Artık görünmez tarafın da tasarlanması gerekiyor" dedi. Akustik tasarımın mekan deneyimi ve algının yanı sıra sağlık boyutuna da dikkat çeken Çakırkaya, akustik kontrolün sağlandığı mekanlarda ses algısının olumlu yönde etkilendiğini belirtti.

Mehmet Emin Çakırkaya

Akustik tasarımın göz ardı edildiği ortamlara okul, hastane, ofis, restoran ve AVM'leri örnek gösteren Mehmet Emin Çakırkaya; ABD'nin Florida eyaletinde yapılan bir araştırmaya göre, okulların %50'sinde yanlış akustik nedeniyle öğrencilerin anlatılanları anlayamadığının ve bunun başarısızlıkta büyük rol oynadığının altını çizdi. Çakırkaya'nın verdiği önemli bilgilerden biri de, hastanelerdeki ses düzeyinin 1972'den bu yana -yeni cihazlar ve havalandırma tesisatı vb. eklentiler nedeniyle- iki kat arttığı yönündeydi. Çakırkaya, akustik kontrolün sağlanmadığı mekanların yarattığı olumsuz etkilerin ardından, mimarların alabilecekleri önlemleri, Tekeli Sisa Mimarlık Ortaklığı'nın gerçekleştirdiği Aşkabat Havalimanı ve İller Bankası Genel Müdürlük Binası projeleri üzerinden aktardı.

"Bazı gürültüler farkındalık yaratır"

Gürültü sorununun modernizmle birlikte gündeme geldiğinden hareketle "Kentli Problemi ((Gürültü))" başlıklı bir sunum hazırlayan Aydan Volkan ise farklı sanat dallarının gürültü konusunu nasıl ele aldığından örnekler sundu. Çağdaş sanatçılar Luigi Russolo, René Clair, Francis Picabia, besteci Prokofyev, heykeltıraş Osman Dinç, müzik grubu the Rita ve yönetmen Ola Simonsson'un çalışmalarına atıfta bulundu.

Aydan Volkan

Mimar olarak yapılarda dikkat edilmesi gereken gürültü kaynaklarına da değinen Volkan, kentlilerin protesto amaçlı yarattığı sesler için ise "Bazı gürültüler farkındalık yaratır, dolayısıyla bunları serbest bırakmak gerekir" tespitinde bulundu.

Mimar her şeye rağmen gürültüyü bükme imkanına sahip

Mimarın gürültü kontrolü konusundaki rolüne "Desibel Bükücü" başlıklı konuşmasıyla yanıt veren Murat Aksu, MuuM bünyesinde gerçekleştirdikleri RÖNESANSBİZ Mecidiyeköy, AVLU 138 ve Türkiye Noterler Birliği projeleri üzerinden, gürültünün yoğun olduğu yerlerde, nasıl mimari çözümlere gittiklerini aktardı.

Murat Aksu

Akustik kontrol için oluşturdukları iç avluların, başta alan kaybı gibi görülse de projeye katma değer sağlaması nedeniyle işveren tarafından kabul gördüğüne dikkat çeken Aksu, mimarın her şeye rağmen bu tür kararlar alarak gürültüyü bükme imkanı olduğunu söyledi.  

"Siz kentten kaçarsanız kent sizi takip eder"

Sesin olumsuz etkilerine dikkat çekilen etkinlikte Kerem Piker"Üretken Ses" başlıklı sunumu ile konuya farklı bir açıdan katkıda bulundu. Sesin sadece mekan değil bir sürü şey ürettiğine dikkat çeken Piker; Beatles, Joy Division gibi rock gruplarının insanlar üzerinde yarattığı etkiyi konser görüntüleri ile pekiştirerek bunu, "sesin tetiklediği bir davranış" olarak yorumladı. Berlin Filarmoni Salonu ve Renzo Piano'nun geçici sahne tasarımı örneklerinden hareketle ses için üretilen mekanlara ve sesin mekanla ilişkisine değinen Piker, burada icra edilen müziğin "asansör müziği"ne dönüştüğü noktada ise banalleşip, nitelik değiştirdiğine vurgu yaptı.  

Kerem Piker

Kütüphane, stadyum, fabrika, ofis gibi farklı kentsel mekanlarda sesin üretkenliğine dair örnekler sunan Kerem Piker, daha sonra Belgrad Orman Evleri, Kemerlife XXIII, Gündüz T-1 Topağacı konut projeleri üzerinden kpm'nin akustik konusuna yaklaşımını aktardı. "Kentte gürültülü durumlar olmaya devam edecek, bundan kaçamazsınız. Siz kentten kaçarsanız kent sizi takip eder" diyen Piker, sessizliği nedeniyle cazip gelen kent dışı alanların tam da bu nedenle projelerle dolup, cazibesini yitirmekte olduğuna dikkat çekti.

Şişecam'dan mobil akustik ürün rehberi

Etkinliğin son bölümünde söz alan Şişecam Düzcam Ürün Yönetim Şefi Aytül Uğurlu, çok yakında kullanıma sunulacak olan Şişecam Düzcam Mobil Akustik Uygulaması ile ilgili bilgiler paylaştı. Uğurlu, akustik lamine camların sağladığı faydalar hakkında detaylı bilgiler içeren ve farklı gürültü kaynaklarına ürün önerilerinde bulunan uygulamanın nasıl kullanılacağını görseller eşliğinde anlattı.

Aytül Uğurlu


İlişkili Haberler
Etiketler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :