Plankton Project, Ovacık Belediyesi ile birlikte gönüllülük esasına dayalı olarak gerçekleştirdiği otobüs durağı projesinin tasarım ve inşa sürecinde yaşadıkları deneyimi aktarıyor...
Yaşadığımız kentlerde, etrafımızı kullanıcısıyla sadece tüketime dayalı ekonomik ilişkilerle sınırlı bağlantılar kuran mega yapılar sarmışken, kullanıcıların kendi ihtiyaçları doğrultusunda geliştirdikleri, onlara farklı noktalardan temas edebildikleri tasarımlar ve müdahaleler önemli bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkıyor. Alışılagelmiş bakış tarafından çerçevelenmiş ve "mimarlığın imkanlarının ne olabileceği" sorusunun dışarıda kaldığı bu ortamda, Plankton Project küçük ölçekte incelenecek konuların yaratabileceği büyük etkilere inanan tasarımcıların bir araya gelerek bu konulara dair üretimler yapabileceği bir oluşum. Plankton Project bu bağlamda ilk projesini alternatif bir belediyecilik anlayışına sahip Ovacık Belediyesi ile birlikte gerçekleştirdi.
"Halkının gereksinimlerini, üretimlerinin merkezinde tutan Ovacık Belediyesi, bugün pek çok yönetim biriminin benimsediği tepeden inme bir yaklaşımın aksine "Söz, yetki, karar; halkın" sloganı ile ifade ettikleri, halk ile birlikte aldığı kararları uygulamayı esas edinmiş bir belediyecilik yürütmekte. Sunacağı hizmetlerin, hizmet sunduğu kullanıcıları dahil etmeden pek de anlamlı olamayacağının farkında olan Belediyenin bu yaklaşımı, Plankton Project için kendini ifade edip katkıda bulunabileceği bir ortamı oluşturdu.
Süreç, ilçede sürdürülen başka bir projeye dahil olan Plankton Project üyelerinden Ezgi Çiftci’nin ilçenin Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu ile bir toplantıda bir araya gelişleri sırasında, belediyenin işleyişi üzerine sohbet etmeleri ve Başkan Maçoğlu’nun ücretsiz toplu taşıma uygulamasının otobüs kullanımını arttırdığından bahsetmesiyle başladı. Bu durum beraberinde Ovacık halkının kullanabileceği yeni durakların gereksinimini doğurmuş. Ancak bu ihtiyacı gidermek için ilçeye alınan, önceden-üretilmiş, daha çok kentsel çevrede konumlanması için tasarlanan duraklar, kış aylarında karın 3 metreye kadar yükseldiği, yaz aylarında ise uzun saatler kavurucu sıcakların etkisini gösterdiği Ovacık’ın gereksinimlerine cevap verememiş. Bunlarla birlikte, seri üretimin doğal bir sonucu olarak, sahip olduğu kimliksiz ve "o yer"den kopuk biçim, orada yaşayan insanlar tarafından yeterince benimsenmemiş, satın alınan duraklar, birçok noktada Ovacık’a temas edememiş orada tutunamamış.
Bu doğrultuda, Plankton Project olarak, tasarımdan uygulamasına kadar her aşamasını üstlendiğimiz bir proje süreci başlattık. Kendi ürettiğimiz bir tasarımın uygulamasında bizzat işçi olma durumunu deneyimlemiş olduk. Ayrıca tasarım sürecinde daha dolaylı bir şekilde, sonrasında ise birebir doğrudan belediyeyle, malzemecilerle, ustayla ve bölge halkıyla üretimin her aşamasında birlikte çalıştık. Öğrencilik yıllarında bile çoğu kez çoktan kabul edilmiş bir durum olan, mimar ve müşterinin birbirlerinin karşısında olduğu "kabulünün" pek de gerçek olmadığını, bu durum dışında alternatif durumlar da oluşabileceğini görmüş olduk. Bu anlamda, bir tasarım deneyimi olmasıyla birlikte, yaşanılan bu karşılaşmaların kendisi de üzerimizde yeni, cesaretlendirici ve ufuk açıcı etkiler oluşturdu.
5 haftalık araştırma ve tasarım sürecinde bölgeyi göremeden tasarım yapma durumuyla karşılaştık. Tasarıma başlamadan önce kullanmaya alışkın olduğumuz araziye dair plan, kesit gibi çizimler, bu yeni yere odaklanmamıza yardımcı oldu. Her ne kadar şu anki mevcut Ovacık Belediyesi bünyesinde bulunan Ovacıklı Hayati Abi ile yaptığımız buluşmalar ile Ovacık’ın iklimsel, fiziksel ve sosyal koşulları ile kapsamlı bilgiler edindiysek de yapacağımız tasarımın oradaki inşası ile birlikte devam edeceğinin ve orada şekilleneceğinin farkındaydık. Belki de bu yüzden, durak tasarımı sırasında ister istemez ilkesel kararlara bağlı bir tasarım ortaya çıktı. Bu ilkesel kararlar yapının taşıyıcısının nasıl olacağı, iklimsel koşullara nasıl cevap verebileceği, yarım saat aralıklarla geçen araçları bekledikleri süre boyunca Ovacıklılara başka neler sağlayabileceği, oradaki yaşantıya durak olmak dışında neler katabileceğine dair önerilerdi. Bu sorular, grup elemanlarının ayrı ayrı masaya koyduğu cevaplar filtrelenerek netleşmiş bir şekilde ilkesel kararlara ve bu kararların sağlanabildiği prototipvari bir durak önerisine dönüştü.
Ovacık’a ziyaretimiz; bu prototipvari önerinin inşa süreci boyunca, ilçenin koşullarında yeniden biçimlendiği, birbirinden ayırabileceğimizi düşündüğümüz tasarım ve uygulama süreçlerinin iç içe geçtiği bir deneyime dönüştü. Taşıyıcı strüktüre dair oluşturduğumuz temel kararlar Ovacık’ta bulunan kerestelerin cinsi ve kullanabileceğimiz atölyenin imkanlarıyla detaylar ve ölçülendirme bazında yeniden ele alındı, oradaki ustalar ve işçilerle birlikte çalışarak ve tasarlayarak inşa ettik. Cephe inşası ise; tasarım sürecinde işlevsel imkanlar seviyesinde aldığımız kararlar belediyenin kullanılmayan eşya deposundaki malzemelerin dönüştürülmesiyle gerçekleştirildi.
Plankton Project olarak, halkın ihtiyaçları doğrultusunda tasarladığı otobüs durağını yerel ustaların rehberliğinde ürettik. Gönüllülük esasıyla süren bu çaba, Ovacık halkının ihtiyaç duyduğu durakları inşa etmenin ötesinde, biz yeni mezun mimarlara ve akademik eğitimine devam eden mimarlık öğrencilerine de önemli bir deneyim olanağı sundu. Proje ekibi olarak tasarım ve üretim pratiği yapmamız, uygulamaya geçen projenin insanlarla etkileşimini gözlemleme şansı yakalamamamız ve farklı bir coğrafyada bulunmamız bu projeyi bizler için daha da kıymetli kıldı."
Plankton Project proje hakkında daha fazla bilgi almak isteyenleri, 3 Aralık 2015 Perşembe günü Taşkışla'da gerçekleşecek sunumlarına bekliyor. Etkinlik ile ilgili detaylara buradan ulaşabilirsiniz.