400'ün Üzerine Mimarın Elinin Değdiği Bir Tür "Kentsel Merkez"
01 Haziran 2010
Volkswagen'ın "Autostadt"ı, yani "araba şehri" için ilk fikir, 1994 yılında ve geçici bir sergi üzerinden atıldı. Hannover'de düzenlenen Expo 2000 kapsamında, otomobil firmasının üretim süreç ve aşamalarını belgeleyen ve sergileyen bir konseptin benimsenmesi, geçici serginin kalıcı bir yapı fikrine dönüşmesine ön ayak oldu. Böylelikle Volkswagen müzesi "Autostadt"ın temelleri 1998 yılında, otomobil üreticisinin Wolfsburg'daki fabrikasına komşu bir arazide atıldı.
Ana pavyonu 2000'de görücüye çıkan ve toplamda 435 milyon Euro'ya mal olduğu ifade edilen VW Autostadt, yılda 2 milyonun üzerinde ziyaretçi çekiyor.
Wolfsburg kent merkezinin oldukça yakınında konumlanan Volkswagen Autostadt, "Mittellandkanal" olarak bilinen, Almanya'nın insan eli ile inşa edilmiş en uzun kanalına bakıyor. Kanalın kuzey yakasındaki fabrika binasına bitişik eski bir petrol şirketinin arazisinde konuşlanan yapı kompleksi, "sadece bir otomobil müzesi"nden ibaret de değil… Autostadt kapsamında VW müzesinin yanı sıra Volkswagen Grubu bünyesindeki tüm büyük markaların pavyonları ve teki üç Michelin yıldızlı olmak üzere 11 farklı restaurant bulunuyor.
Autostadt'ı bir "müze" ve dolayısıyla bir turist çekim noktası olmaktan öteye taşıyan diğer bir faktör ise, sağlam bir ticari gaye ile açıklanabilir. Çünkü kompleks kapsamında yer alan devasa "silindir"ler, kişilerin arabalarını teslim alabilecekleri müşteri servisleri olarak işliyorlar.
Mittellandkanal, Autostadt'ın tasarım ve uygulamasında görev almış mimarları hayli etkilemiş bir faktör olarak göze çarpıyor. Başlangıcından bitimine 400'ün üzerine mimarın elinin değdiği ve bir tür "kentsel merkez" olarak tasarlanan Autostadt, ziyaretçilerine gerçek zamanlı bir deneyim sunma gayesi ile yola çıkıyor. Bunu yerine getirebilmek için de VW fabrikasına düzenlenen rehberli geziler ve kara yollarının dönüşümüne dikkat çeken bir sergi de Autostadt'ın sürekli parçaları haline geliyor.
Volkswagen Autostadt, resmi olarak "ZeitHaus" ismi ile de anılıyor. "Zaman evi" anlamında gelen bu lakap, Volkswagen müzesinde yer alan ve otomobil tarihini gözler önüne seren kapsamlı otomobil koleksiyonuna referans veriyor. Autostadt'ta 1922 yapımı "Rolls-Royce Silver Ghost" gibi klasikler de yer alıyor, 1950 yılından bir VW Microbus ve 1965'de çıkarılmış bir milyonuncu Mini de…
"Volkswagen" denilince bugün hala ilk olarak akıllara düşen "tosbağa"lar elbette unutulmuş değil! 62 sene boyunca üretilen, 21.529.464 tanesi satılan ve dayanıklı, ekonomik "halk arabası" olarak nam salan "VW Beetle", kendi tarihini anlattığı köşesi ile Autostadt'da yer alıyor.
Bünyesinde modern ve sıra-dışı yapılar barındıran otomobil tarihi müze kompleksi, farklı pavyonlar arasında kullanılan geniş yeşillendirilmiş alanlar sayesinde "kentsel alan" olma iddiasını koruyor, açık alan oturma gruplarına kadar uzanan "tasarlanmışlığı" ile çektiği dikkatin mimarlık anlamında hakkını veriyor.
Ancak Volkswagen'ın "araba şehri", her şeyden evvel rekreasyonel olan işlevini, incelikli detaylarla kotarılmış yapılar ve profesyonel bir hizmetin yanında espri ile de süslüyor. Autostadt, dünyadaki en büyük cam kapıya ve 6.4 kilometre ile –Wolfsburg'dan başlayan, Autostadt'tan geçerek bir çiftliği işaret eden- çizilmiş "en uzun çizgi"ye ev sahipliği yapıyor.
Volkswagen Autostadt, Wolfsburg, Almanya
Porsche Müzesi, Stuttgart, Almanya
Toyota Otomobil Müzesi, Nagoya, Japonya
Musée de l'Aventure Peugeot, Sochaux, Fransa
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın