Galleria Ferrari, Maranello, İtalya

Dünyaca ünlü lüks spor otomobil üreticisi Ferrari'nin Maranello ve Modena olmak üzere iki farklı İtalyan şehrinde ve farklı konseptlere sahip otomobil tarihi müzeleri bulunuyor. Bunlardan ilki, Maranello'da görülebilecek Ferrari Araba Müzesi veya resmi ismi ile "Galleria Ferrari" (Ferrari Galerisi), aynen Volkswagen'ın Autostadt'ı gibi "sadece müze" sıfatı ile yetinmeyen bir diğer örnek…



1990 yılında açılan bu mekanda klasik Ferrari modelleri sergileniyor; şirketin kurucusu Enzo Ferrari'nin ofisi, özgün mobilyaları ile görücüye çıkıyor. Bir tür firma geleneği olarak en son modeller Galleria Ferrari'de tanıtılıyor ve hatta büyük uluslararası otomobil şovlarının prömiyerleri burada gerçekleştiriliyor. Böylece Galeria Ferrari'de kült markanın geçmişi, bugünü ve geleceği bir arada sunuluyor. "Müze" kavramının çağrıştırdığı statikliği bertaraf etmek için seçilen "galeri" ismi de, sürekli değişen ve yenilenen sergi malzemelerinin sunduğu dinamiklik ile örtüşüyor.

Bir yandan da Ferrari mitinin ihtişamı ziyaretçilere yansıtılıyor.



Galleria Ferrari, otomobil üreticisinin konuşlandığı tarihi atölyeden çok da uzak da konumlanmıyor. İlk olarak 1980 yılında "kültür merkezi" olarak inşa edilen yapı 1987 yılında genişletiliyor. 2004 yılında ise Galleria'nin yeni ek yapısı açılıyor. 1700 metrekareden 2500 metrekarelik bir kapasiteye çıkarılan müze ve showroom binasında, halihazırda oldukça geniş olan sergi alanı da böylelikle büyütülmüş ve yeni sergiler ile servislere hazır getirilmiş oluyor.

İtalyan mimar Tiziano Lugli, Ferrari Müzesi'nin çevresel ilişkilerini şöyle aktarıyor:

"Yapının mimarlığı, alanın fiziksel niteliklerinden çok farklı ama bir şekilde de onlarla bütünlük içinde… Fiziksel nitelikler, fiziksel oluşlarından bağımsız olarak, bir mekanın belirgin doğasını etkiler. Maranello ise bir düş, hatıra ve rüya mekanı… Bu yüzden yapı, son dönemin çoğu kentsel ölçekteki önemli projesini karakterize eden bir şeyi yapıyor; ‘bağlam' ile kurulan diyalogdan vazgeçiyor."



Maranello Ferrari Müzesi, metal ve cam yoğunluklu strüktürel bir çözüm oluşturan iki katmanlı bir kabuğa sahip. Lugli, özgün binanın yenilenme ve genişletilme projesi sırasında, mevcut binanın çatısını destekleyen grid-vari mekansal düzenlemeden faydalandıklarını ve böylelikle daire planlı kültür merkezi ile kare planlı müzeyi geometri ve strüktür anlamında birbirlerine eklemlediklerini anlatıyor. "Son derece asimetrik bir kütlenin birleştirici ve yalınlaştırıcı ögesi, tam olarak da bu taşıyıcı sistem parçası oldu."

Galleria Ferrari'de ortaya konulan mimari ürünün verimliliği, kendinden havalandırmalı duvar sistemleri ile destekleniyor. Granitech ürünü olan bu cephe kurgusunun teknik tasarım prensipleri ise, metal bir taşıyıcı sistem üzerine ve hatta dilatasyon noktalarına ankrajlandığında bile yüzeylere ve ana taşıyıcıya salınım imkanı veriyor.



Müzede sergilenen otomobillerin vurgulanması için GranitiFiandre'nin "Geotecnica" serisinden koyu gri renkli ve doğal porselenden imal edilmiş döşeme kaplama malzemeleri kullanılıyor. Malzeme, tarihi Ferrarilerin parlaklığını öne çıkarıyor ve dokusu ile renginden ötürü ziyaretçilerin akıllarına yarış pistlerini getiriyor.

Sonuç olarak işlevsel ve modern bir yapı içerisinde Ferrari markasının iddiası ve motivasyonları bir anlamda vücuda getirilmeye çalışılıyor. İlerleyen, gelişen ve yeni mücadelelerin üstesinden gelen bir imajdan söz ediyoruz.

Spor arabaları ile olduğu kadar Formula 1 yarışları için geliştirdiği araçlarla da tanınırlık sahibi olan firmanın müzesi de –bu gerçeğe paralel şekilde- kazanılmış kupalara, galibiyetin fotoğraflarına ve en önemlisi "kazandıran araçlar"a yer veriyor. Her sene dünyanın dört bir yanından 200 binin üzerinde ziyaretçi çeken Galleria Ferrari'de Granturismo arabaları, prototip araçlar ve tekrarlanan şampiyonlukların gövde gösterisi yapılıyor.