Haydarpaşa turumuza geçmeden önce, Elias Sarantopoulos'un merakını nelerin cezbettiğini ve bu incelemeye nasıl baş koyduğunu kısaca aktarmak faydalı olacaktır diye düşünüyorum.
Mimari dokuları incelemeye ne zaman başladın?
Bu konuya 6 yıl önce, Türkiye'ye taşındığımız dönemde merak sardım. Burada müthiş bir doku ve özgün mekan zenginliği var ve bu, fotoğrafçılar için muazzam bir kaynak oluşturuyor. Tarihi geçmişinden ötürü Türkiye'nin her köşesi ayrı bir doku barındırıyor.
Başlangıçta bas-çek kamera kullanıyordum ama daha sonra DSLR'ye geçmeye karar verdim ve kendime bir Nikon D90 edindim. Dokuları fotoğraflarken 50 mm'lik, uzak mesafe içinse 18mm-200mm'lik lens kullanıyorum.
Bugüne dek hangi yapıların dokularını fotoğrafladın?
Nereye seyahat edersem edeyim, kameramı mutlaka yanıma alıyorum ve her türlü paslanmış yüzeyi, eski yapıları, duvarları, tuğla, metal, taş, ahşap, kumaş, zemin, tabela gibi dokuları fotoğraflıyorum. Birikimimi ve deneyimlerimi gerek öğrencilerimle gerekse e-Öğretim sitem üzerinden paylaşmak amacıyla, zamanım elverdiğince akademik projeler çerçevesinde Türkiye'yi dolaşmaya çalışıyorum. Burası, tüm fotoğrafçıların gıpta edeceği bollukta tarihi yapı barındırıyor.
Haydarpaşa'ya ne zaman ilgi duymaya başladın ve seni, bu yapıyı incelemeye iten başlıca etken neydi?
Garı ziyaret ettiğim sırada mekan, tarihi ve ait olduğu dönem itibariyle ilgimi çekmişti. Buraya ilk geldiğimde terk edilmiş tahıl silolarını görünce oldukça şaşırmıştım ve esasen çektiğim tüm dokuların kaynağı da burası. Tarihi gar binası, mimari tasarım ile beni zaten etkiliyordu. Dolayısıyla başlangıçta bu yapıya odaklandım, ama daha sonra Haydarpaşa'nın sunduğu diğer mücevherlerden haberdar oldum.
Şu anda silolarda eski paslı makinelere ve ahşap tavan aralarına; bürolarda kullanılmayan bir dolu idari evraka, okul kitaplarına, daktilolara ve kırık kollu deri ofis koltuklarına; duvarların ve vagonlarının üstünde ise gece geç saatlerde garı ziyaret eden sanatçıların grafitilerine rastlamak mümkün.
Videoları kaydetmek ve fotoğrafları çekmek ne kadar vaktini aldı? Yalnız mı çalıştın yoksa yardım aldın mı?
Haydarpaşa'yı ziyaret etmekteki bütün motivasyonumuz, Yeditepe Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı bölümündeki iki meslektaşımla birlikte yürüttüğümüz fotoğraf projesinden kaynaklandı. Elimden geldiğince çok malzeme toplamak için Haydarpaşa'yı beş kez ziyaret ettim ve her defasında yeni şeylerle karşılaştım. Çektiğim dokuların bir kısmını öğrenciler, mimarlar, grafik tasarımcıları ve üç boyutlu modelleme yapanların faydalanmaları için, ücretsiz bir eğitim kaynağı olarak e-Öğretim sitemde (http://3rdelement.com/) yayımladım.
Rusty Metal 12 (Paslı Metal 12), Haydarpaşa Paslı Metal Koleksiyonu (http://3rdelement.com/) © E. Sarantopoulos
© E. Sarantopoulos
Genellikle, e-Öğretim amaçlı paylaşımlar için, dokulara ve video çekimlerine odaklanıyorum. Bunlara ek olarak başka bloglarda da birtakım doku öğelerini paylaşıma açtım. Çektiğim videoları en sonunda araştırmamın bir parçası olarak kullanacağım. Bunların bir kısmını da yine kendi kişisel blogumda (http://agreekodysseyinistanbul.com) yayımlayacağım.
Haydarpaşa ve çevresindeki dokuları diğer dokulardan ayırt eden başlıca özellikler neler?
Haydarpaşa'daki doku yüzeylerinin benzersiz olması, tahıl silolarının on yıldan fazla bir süredir terk edilmiş olmasından kaynaklanıyor. Tüm dünyada benzer yüzeylere rastlanabilir ama her yapı kendi eşsiz karakteristiğini barındırır. Haydarpaşa örneğinde, iç mekanlarda yer alan nesneler buranın tarihine tabiler. Bunun yanı sıra, farklı hava koşulları da yüzeylerin doğal sürecinde büyük rol oynuyor. Öyle ki Rusya'da bulunan benzer özelliklere sahip bir yapı, daha yumuşak bir iklime sahip İstanbul'dakine oranla farklı etkilere maruz kalacaktır.