Çürümüşün Mimarisi ve Canlı Ölüdoğa

05 Ocak 2011


Amber Eroyan

Sonraki durağımız, ana ofisin hemen solunda kalan yemekhane. Pencerelerden süzülen günışığı, örümcek ağları ile donanmış mekanı daha konuksever kılıyor. Çalışan listesi halen duvarlarda. Tavandan sarkan elektrik kabloları ise, yemek masalarının üç boyutlu hayali modellemesini yapmamıza kılavuzluk ediyor.
 
 
© E. Sarantopoulos

Yemekhaneyi arkamızda bırakıp, başka bir ilginç çalışma mekanı olan terzihaneye yollanıyoruz. Burası oldukça geniş ve aydınlık bir mekan. Yine tavanda bırakılmış olan tabelalardan hangi alanda hangi üretim grubunun konumlandığını öğreniyoruz: ceket grubu, pantolon grubu, paketleme grubu... Örümcek ağı ve kırmızı boya (diğer bir deyişle, sahte kan) ile kaplı Remington ve Hermes marka eski daktilolar, yanlarında uzanan giyim eşyası isteme cetveli ve kırık kollu deri "yönetici koltuğu", önümüzdeki sahneyi iyice dokunaklı kılıyor. Nitekim fotoğraf çekimi için en fazla zaman harcadığımız mekanlardan biri de burası oluyor. 
 
 
© E. Sarantopoulos


Amber Eroyan

Turumuza komşu binalar ile devam ediyoruz. Her biri, boyası kalkık duvarlar, kırık camlı paslı pencereler, çürümüş kablolar, kırık ahşap çatılar, paslı tabelalar ile kaplı bu mekanların terk edilmişliği; dışarıdan gelen kuru yapraklar ile perçinleniyor. 

 
© E. Sarantopoulos


© E. Sarantopoulos

Tüm bu çürümüş mimari ve onu çevreleyen canlı "ölüdoğa" Elias tarafından tutkuyla belgeleniyor.


Elias Sarantopoulos ile
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :