Peki sergi kitaplarının hazırlanmasında nasıl bir süreç izlendi?
Çalışmaların daha başında "sergiyle birlikte bir konuşmalar dizisi de yapalım" yönünde teklifler geldi. Bunların hiçbirinin kalıcı olmayacağını, keza serginin de kalıcı olmadığını belirttim ve bunun yerine her iki çalışmanın da birer yayınla desteklenmesini önerdim. Ama bunların salt sergi katalogu şeklinde olmaması gerektiğini de vurguladım. Yurt içi ve yurt dışında bu konularda çalışan akademisyenlere ve araştırmacılara makale yazmaları için başvurduk.
Kitapların tasarımını Erkal Yavi yaptı. Editör olarak, her ikisinin de benzer bir kapak tasarımına sahip olmasını istedim. Ama sonra bundan vazgeçtik. Cemaat yetkilileri de farklı olması fikrine daha sıcak yaklaştılar. Bu noktada, Rum mimarlar kitabının tasarımını başka bir tasarımcıya devredilmesine karar verildi. Ama o sırada sürecin sonuna yaklaşılmıştı ve bunu üstlenen kişinin afiş, davetiye, broşür tasarımını da üstlenmesi gerekiyordu. Son ana gelinmiş, bayram dönemi, matbaa bulunmuyor ve bayramın bitiminde de sergi açılacak. Bunun üzerine, tekrar Erkal Yavi'ye başvurduk. Kapaklar farklı oldu ama Ermeni mimarlar kitabının iç sayfalarının tasarımını diğer kitap için de aynen uyguladık.
Kendi hesabıma, kitapta katalog bölümünün olmasını pek istemiyordum, fakat cemaatler bunu özellikle istediler. Bunun üzerine, bütüne değilse bile, en iyi örneklere yer verecek şekilde, kitabın son kısmında sergiden fotoğraflara da yer verdik.
Bezmi Alem Valide Sultan Camii, Mimar: Garabet Balyan, Foto: Gökhan Tan
Yazarları nasıl belirlediniz? Sanırım her iki kitapta da yer alan tek ortak isim Ahmet Ersoy…
Balyanlar'la ilgili tartışmanın bir benzeri Nikolaki Kalfa'nın Yıldız'daki Hamidiye Camisi için de söz konusu. Hatta İstanbul'a konferans vermek üzere gelen bir Rum meslektaş sunumu sırasında, "Sergide öyle yazılmış ama Hamidiye Camisi aslında Balyanların yapısı" demiş. Halbuki değil. Sergiye eşlik eden panelde de belirtildiği üzere, belge meselesi istendiği noktaya çekilebilen elastiki bir konu. İsteyen istediğini görüyor.
Hamidiye (Yıldız) Camisi, Nikolaos Celepis, Foto: Aras Neftçi
Sergi öncesinde Ahmet Ersoy'u tanımıyordum. İlk önce, Princeton Üniversitesi'nde yaptığı doktora çalışmasının adını gördüm. Sonra internette, yayımlanan diğer makaleleri hakkında bilgi sahibi oldum. Bizim sergilerin konusuyla ilgili çalıştığını görünce, sergi kapsamında hazırladığımız kitaplar için makale yazma önerisinde bulundum. Ermeni mimarlar kitabına katkısı konusunda anlaştık. Bu aradaki yazışmalarımızda Nikolaki Kalfa da gündeme gelince, onun için de benzer bir makale hazırlamasını rica ettim. Bu konuda eski bir belgeye ulaşmıştı ancak ismin Osmanlıca yazılışı farklı olduğundan kime ait olduğunu tam çözememişti. Sonra, bir Yunan ansiklopedisinde Nikolaki Celepis/Çelepis'e ait bilgiler elimize geçti. Bunlar Ersoy'un bulduğu belgedeki bilgilerle örtüşünce, okunamayan adın Celepis olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine Ersoy da Rum mimarlar kitabındaki makalesini yazdı.
Ermeni mimarlar kitabında yabancı yazar olarak sadece Alyson Wharton'a rastlıyoruz.
Ermeni mimarlar kitabındaki yazar sayısı diğerine göre daha kısıtlı kaldı, çünkü Ermenistan'dan katkıda bulunacak yazar bulamadık. Hem cemaatler birbirinden farklı, hem de dahil oldukları ülkeler.
Alyson Wharton, Londra Üniversitesi'nde doktora tezini Balyanlar üzerine yapan bir araştırmacı. Bilgi almak üzere ABD'deki Ermeni vakıflarına yazıyor ve o sıralarda İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde düzenlenecek olan Ermeni sempozyumundan haberdar oluyor ve İstanbul'a geliyor. Kendisiyle tanışmamız bu vesileyle oldu. Tezini bana iletmesini rica ettim. Bazı bölümler rahatlıkla Ermeni mimarlar sergi kitabına makale olarak eklenebilecek nitelikteydi. Bu bölümleri derleyip, biri camilerle diğeri ise o dönemki mimar kimliği (kalfa mimar ayrımı) ile ilgili iki ayrı makale gönderdi. Bunlar bir yandan da Balyanlar hakkında son zamanlarda yapılan spekülasyonlara yanıt oldu.