"Ben çocukken hiç engelli görmedim, olmadıklarından değil dışarı çıkamadıklarından..."
05 Mayıs 2009
A.S.E: Örneğin ben çocukken hiç engelli görmedim. Olmadıklarından değil, evden çıkamadıklarından.
Nüfusun yüzde 10'undan fazlası gibi bir orandan bahsediyoruz. Bunların büyük bir kısmı üretime katılmıyor. Örneğin Avrupa'da fiziksel engelliler bir yana, zihinsel engellilerin üretime katıldığı ve para kazanabildiği fabrikalar var. Bu, toplumun güçlenmesiyle ilgili bir şey. Yani devletin değil, toplumun güçlü olması önemli. İnsanlar ürettikçe, toplum içinde kendilerine olan güvenleri gelişecek. Engelliler de bu engellilik durumlarının ardına sığınmaktan kurtulacaklar. İnsanlar fiziksel çevreye artık daha farklı bakacaklar. Bu daha işin başlangıcı.
Proje fikir aşamasındayken bile bize çok uzak bir noktada görünüyordu. Düşündük, konuştuk, tartıştık. Karar verdik, yarışmayı yaptık, sonuçlandırdık, sonra sponsorluk arayışına girdik. Üniversiteden ACTUS semineri için çağrılmamız, bize boşa kürek çekmediğimizi gösterdi.
Toplumdaki bilinçlenme sağlandıkça bu konu geride kalacak. Düşünsenize 15 sene önce şehirlerarası otobüslerde sigara içiliyordu. Şimdi bu tablo bize ne kadar uzak geliyor. Toplumdaki bilince bir örnek olarak Londra'da bir derneğin gönüllülerinin hazırladığın engelliler için şehir rehberleri verilebilir. Hatta engellilere yönelik ilk rehber 1973 yılında Paris için yapılmış. Bir engellinin şehir içinde bir yerden bir yere gidebilmesi için, telefonların nerde olduğunu, vapura nereden binebileceğini, engelli dostu tuvaletlerin nerede olduğunu vs. gösteren rehberler bunlar. Biz çok çok geride olsak da bu rehberlerden neden İstanbul için de hazırlanmasın?
Mahmut Bülent Müftüoğlu ile söyleşi başlıyor...
MDM'nin sosyal sorumluk projesi; Fonksiyonel Mekânlar Tasarım Yarışması
Eylem Görmüş Ekizce ve Ali Sefa Ekizce ile "sıkıcı" bir konu; deprem üzerine...
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın