“Bu sergi, Türkiye’deki kentsel söyleme bir müdahaledir”
04 Ekim 2010
Rant kavramına nasıl değiyor bu sergi? Örneğin İstanbul özelinde hangi aralıkta "icat edildiği" söylenebilir?
Öncelikle "rant" icat edilen bir kavram olarak adlandırılmamalı. Kapitalizm icat edilmeden önce de var olan bir kavram rant… 1910'ların İstanbul'unda da var. Zaten rant olmadığı zaman hiçbir kentsel gelişme olmaz. Rant, Türkiye'de insanların genel olarak pejoratif, yani kötü anlamlarda kullandığı bir şey. Ancak rant, ranttır. Tanım gereği ne iyidir, ne de kötüdür.
Peki sizce bu sergiyi gezen kişi, metropolü var eden ancak genel kanaat olarak "fena" olduğuna inanılan kavramsallaştırmaları olağanlaştırabilecek midir? Örneğin İstanbul'un başına gelen "en büyük felaket" kabul ettiğimiz gecekondu olgusunun, aslında kentin olağan bileşenlerinden olduğunu düşündürtecek midir?
Bence olacaktır. Çünkü Türkiye'deki kentsel söyleme bir müdahaledir bu sergi.
Öyleyse sergi yolu ile ve kendi çalışma alanınız içerisinde İstanbul'a yönelik olarak ifade etmeye çalıştığınız, yıkmaya çalıştığınız başka ne gibi paradigmalar oldu? Hedefleriniz neydi?
Bu serginin altı küratörü, kentin farklı dönemlerine dair farklı hikayeler anlattılar. Bizim anlattığımız hikaye ise, tematik bir hikaye idi. Biz burada, İstanbul şehrinin iktisadi ve sosyal tarihinin incelenmesi için elverişli bir altyapı kurduk. Bu altyapıyı daha da genişleteceğiz ve İstanbul'a dair bir araştırma merkezine doğru gidiyoruz. Bu sergide çalışan araştırma grubu dağılmayacak. Bir üniversite bünyesinde "Şehir Araştırmaları Merkezi" olarak devam edecek. Ne kadar devam eder tabi, bunu bilemiyorum. Ama şimdilik beş kişinin iki-üç sene daha işi var burada. Hem belki de bu ekip, İstanbul Müzesi için de malzeme üretebilir.
Sözünü ettiğiniz oluşum, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü bünyesinde olabilir mi?
Bizimkisi biraz daha farklı… Orası da elbette çok iyi bir merkez. Zaten onların rakibi değiliz biz. Farklı bir iş yapmak istiyoruz; kentin toplumsal ve sosyal tarihi ile ilgili bir arşiv ve belgeleme bu… Burada geliştirdiğimiz bazı temsil modelleri ve teknolojileri var. Bunları kullanarak pek çok şey yapabiliriz. Sergide görülen haritaların tamamı, 2,5 günlük bir hesaplama gerektiriyor mesela… Bunlar epey sofistike işler, ama aynı zamanda teknik şeyler. Mutfak yani.
Haritaların "Mimarı" Tematik Küratör Murat Güvenç İle Serginin Hazırlık Süreci Üzerine
Güvenç İle "1910-2010"un "Ne İşe Yaradığı" Üzerine...
"İstanbul 1910-2010" Sergisi Hakkında Kısa Kısa / Kare Kare
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın