"Davetli yarışma formatı daha sağlıklı"

04 Haziran 2014

Kamu ve özel sektör bağlamında işverenlerinizin çeşitliliği nasıl?

AD: Ölçeklerimiz gibi o da çok çeşitli.

Proje elde etme yönteminiz açısından soruyorum, sanırım bir yandan yarışmalara da devam ediyorsunuz.

AD: Evet, fırsat oldukça yarışmalara giriyoruz ama öncelikli olarak süregelen ve davet üzerine gelen işleri ön plana alıyoruz.  

MA: 2012 yılında Sakarya Belediyesi'ne Kent Meydanı, Bilim Müzesi, Belediye Binası gibi farklı ölçeklerde davetli yarışmalarda proje önerileri yaptık. Şu anda bu projeler değerlendirme aşamasında. Aynı zamanda İBB ile de yarışma üzerinden elde edilmiş proje çalışmalarımız devam ediyor.



Sakarya Kent Meydanı


Sakarya Bilim Müzesi


AD: Özel sektör de olsa kamu da olsa, çoğu zaman ya bizim tavsiyemizle ya da onların bilinciyle kendimizi davetli yarışma sürecinin içinde buluyoruz. Mesela şu an üzerinde çalıştığımız Bolayır Projesi de bir tür davetli yarışma. Bu formatın sağlıklı olduğunu düşünüyoruz. Belki tamamen açık bir yarışma değil ama farklı perspektiflerin arasından seçilmek daha doğru diye düşünüyorum.



Bolayır projesi


MA: CTHB Avukatlık Ofisi de davetli yarışmayla elde ettiğimiz bir işti. İç mekan deyip geçmeyeceğimiz; müşterisiyle, işiyle, sonuç ürünüyle, aldığımız tepkilerle çok severek yaptığımız bir proje oldu. Bunu diğer projelerde de devam ettirmeye çalışıyoruz.



CTHB


Kamuyla iş yaparken bürokratik safhalar nedeniyle süreç uzayabiliyor. Özel sektörde kendinizi daha rahat ifade edebilirken kamuda kendinizi bir kılıfa sokmanız gerekebiliyor. Biz onu hiç yapmadık, yapmıyoruz da.

Yarışmalar konusundaki genel görüşüm ise şöyle; 8 yıllık yurtdışı dönemimde her ne kadar ZHA için çalışıyor olsam da Türkiye'yle bağımı hiç koparmadım. Sürekli yarışmalara katılıyor, projeler yapıyordum. Kendimi farklı şekillerde ifade etmeye, oradaki bilgi birikimimi buraya aktarmaya çalıştım. Çünkü o zaman oraya farklı bir dille katılıyorsunuz. Yaklaşık 10 yarışma projesinin 5'inde ödül alma durumu söz konusu oldu.

Peki yurtdışındayken ulusal yarışmalara doğrudan kendin mi başvuruyordun yoksa Türkiye'den bir meslektaşınla ortak mı katılıyordunuz?

MA: Mimarlar Odası'na üye olduğum için başvuru hakkım zaten vardı. O dönemde yarışmalara Daniel Widrig ve Samer Chamoun'la birlikte üç kişilik bir ekip olarak katılıyorduk. Başta hepimiz Londra'daydık, daha sonra arkadaşlarımızdan biri Çin'e, diğeri Almanya'ya geçti. Ama mimari anlayış ve üretim bağlamında birbirini tanıdığın zaman yer önem taşımıyor. Önemli olan tasarımın ortaya çıkması olduğu için hepsinin çözümü bulunuyor.
Şu anda yarışmalara Salon olarak kendi içimizde devam etsek de eski ve yeni ilişkiler üzerinden kolaborasyonlarımız devam ediyor. Farklı projelerde bir şekilde iç içe olma ve paylaşım imkanı yaratmaya çalışıyoruz.


Antre
Salon
Salomanje
Ev Ahalisi
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :