Yarışmalar dışında yurtdışı için geliştirdiğiniz projeler var mı?
AD: Los Angeles'ta küçük bir projemiz var ama uluslararası anlamda ciddi bir projemiz yok. Yaptığımız işler ya da bakış açımız sadece Türkiye odaklı olmadığından, bu coğrafyayı dikkate alarak uluslararası kalitede projeler geliştirmeyi tabii ki istiyoruz.
MA: Hem istiyoruz hem de bu yönde görüşmelerimiz söz konusu. Bunlar ofisi hep aktive edecek çünkü biz yerel kalmanın ötesinde, gerçekten açık bir düzlem üzerinde, dünya üzerinde iş üretmeye çalışıyoruz.
"'Fundamentals' temasını önceki bienale tepki olarak görüyorum"
Yurtdışındaki temsiliyet açısından en önemli etkinliklerden birisi Venedik Mimarlık Bienali. Türkiye bu sene bienale ilk kez ulusal pavyonla katılacak. Sen de bu sergi ekibinde yer alıyorsun. Bu deneyime ilişkin görüşlerini de almak isteriz?
AD: Biliyorsun, genel kurguda Murat Tabanlıoğlu'nun (Türkiye Pavyonu küratörü) belirlediği ilginç bir tema var. Serginin başlığını oluşturan 'Hafıza Mekanları' ile diğer insanların, kendi hafızasındaki mekanları nasıl yaşadığı ve yorumladığı üzerinden gidiyor. Diğer taraftan Rem Koolhaas'ın (14. Venedik Mimarlık Bienali küratörü) seçtiği 'Fundamentals' temasını da gerçekten iyi buluyorum ve aslında bir önceki bienale tepki olarak görüyorum.
Mimarlardan yani bireylerden bahsetmeden mimarlıktan nasıl bahsederiz? Çünkü mimarların hep bir kendini kurma, isimleşme durumu var. Evet, aktörler çok önemli ve bu karakterler olmasa birçok farklı şey ortaya çıkamayabilirdi. Ancak politikacılar veya mimarlardan bağımsız olarak duruma bakmak bana daha ilginç geldi. Mimarların tasarladığı projelerde etken olan acaba mimarların aktör olarak etkin olduğu şeyler mi, yoksa bizden önce ve sonra var olacak daha temel şeyler var mı?
Peki Türkiye pavyonu, üst tema olan 'Fundamentals'ı nasıl yorumluyor?
AD: İstanbul'a baktığımızda, yedi tepe hikayesinden başlayarak, topografik durumunun ne kadar belirleyici olduğunu tartışmaya açıyoruz. Farkında olmasak da nerede neyin yapılacağının, çoğunlukla coğrafya ve tarihi katmanlaşma ile tanımlandığı bir şehirde yaşıyoruz. Kentler ve yapılar aktörlerin kararlarından bağımsız olarak nasıl şekilleniyor? Bunları inceleyip geleceğe dair spekülasyonlar yapmak oldukça heyecan verici.
Tabii bu çalışmalarda Melike bana çok destek oldu. Onun yanı sıra Salih Küçüktuna, Enise Burcu Karaçizmeli, Ömer Kanıpak, Candaş Şişman gibi fikirlerine değer verdiğim arkadaşlarım da süreçte birçok noktada katkıda bulundular.
MA: Alper işin çok içinde olunca, uzaktan bakmak iyi oldu.