Ütopya Koleksiyonu'nu önümüzdeki yıllarda da sürdürecek misiniz?
Bu koleksiyona mı devam edeceğim, yoksa yeni bir konuya mı başlayacağım çok sık soruluyor ve ben de hep aynı yanıtı veriyorum. O kadar uzun süredir bu konu üzerine çalışıyorum ve hiçbir şey değişmiyor ki, hayatıma bu yönde devam etmem gerektiğini düşünüyorum.
Bir nevi günlük tutmak gibi…
Evet, ama "günlük" kelimesini pek sevmiyorum. Günlük daha kişisel bir şey. Oysa ben kişisel yaşamımı göstermek istemiyorum. Amacım, insanlara nasıl düşünmeleri gerektiğini göstermek. Halkın içinde de koleksiyoncular var. İstanbul Modern'e gittiğinizde halka sunulan bir koleksiyon görüyorsunuz. Ben de kendi halka açık koleksiyonumu yaratıyorum. Özel koleksiyonerlerin ise bunun tam zıttını yaptığını düşünüyorum. Topladıkları şeyi güvenli bir kutunun içinde saklayıp, biraz para edince müzayedeye koyuyorlar. Bunun koleksiyon olmadığını düşündüğüm için izleyiciye gerçek bir koleksiyon göstermek istedim. Bu koleksiyonun öğesi bir bina olabilir, bir tasarım olabilir ama insan olmamalı çünkü öncelikle halk için yapılmış olmaları gerekiyor . Dolayısıyla çizimlerimde hiç insan göremezsiniz. 2007'den bugüne yaklaşık 800 çizim yaptım ve bu sayı giderek de artıyor.
Sonuç olarak tüm insanlığı ilgilendiren çizimler yaptığınızı söyleyebiliriz sanırım.
Yaptığım gezilere göre değişiyor. Zaten koleksiyonumda bunun etkilerini görüyorsunuz. İstanbul'a geldiğimde Kapadokya fotoğrafları ve TOKİ evleriyle karşılaştım.
Berlin'e gittiğimde Auto Museum'u ve Yunan tarzında inşa edilmiş binaları çizdim. Wilhelm II döneminde merkezde inşa edilen çoğu bina bu tarzda yapılmış. Bu aslında çok müstezi (cynical) bir durum çünkü Yunan demokrasisi bugün finans dünyası tarafından mahvedilmiş durumda. Avrupa'daki finans dünyasının merkezine baktığınızda Almanya'yı görüyorsunuz.
Almanya Parlamentosu'na ev sahipliği yapan Reichstag binasının cephesindeki üçgen alınlıkta "Dem Deutshen Volke" (Alman halkı için) yazar, ama aslında halk değil, bazı insanlar içindir. Ve bu insanlar şu anda Yunanistan'daki demokrasi çöküşünden sorumlular. İşte size Avrupa!