Karagöz oyunu nasıl oynatılır? Kuralları nelerdir?
Aslında her oyun klasik bir girişe ve klasik bir bitişe sahiptir. Perdenin ortasına konulan "gösterme" adındaki dekoratif unsur, sadece Karagöz oyunlarında kullanılan bir düdük olan "nâreke"nin; çalınmasıyla ve tef velvelesiyle birlikte kaldırılır. Sonra oynatıcıya göre sağ, seyirciye göre sol taraftan Hacivat şarkı söyleyerek gelir. Hacivat şarkısının bitirdikten sonra "tegânni" adı verilen Karagöz'ü çağırdığı bölüm başlar. Hacivat "Ah bana bir eğlence, yar bana bir eğlence" diye bağırır. Bu esnada Karagöz ya uyuyordur, ya hastadır ya da evde çocuğu uyuyordur. Bağırdığı için Hacivat'a sinirlenir ve aşağıya gelip Hacivat'la boğuşmaya başlar. Karagöz'ün elinden kurtulan Hacivat kaçar ve giriş bölümü biter.
Hacivat'ın sahneye tekrar gelişiyle birlikte "muhavere" bölümü başlar. Bu bölümünde sahnede Hacivat ve Karagöz'den başka kimse yoktur. Karagöz'ün, Hacivat'ın söylediği şeyleri genellikle yanlış anlamasıyla ya da onlara yanlış anlamlar yüklemesiyle ortaya bir mizah çıkar. Muhavere'nin sonunda Karagöz, Hacivat'a tokat atar ve Hacivat yine kaçar. Karagöz'ün "Sen gidersin beni buraya mıhlamazlar / Pamuk ipliğiyle hiç bağlamazlar / Ben de çeker giderim köşe pencereme / Bakalım şimdi buradan kimler gelir kimler geçer" demesiyle muhavere bölümü bitip, asıl öykünün anlatıldığı "fasıl" bölümü başlar.
Fasıl bölümünde tiplemeler sırayla sahneye gelir. Olaş içinden çıkılamayacak kadar çapraşık hale geldiğinde ise Tuzsuz Beli Bekir sahneye inerek kaba kuvvetle olayı çözer. Bunun üzerine Hacivat "Hoş olsun külhani yıktın perdeyi eyledin viran / Varayım sahibine haber vereyim heman" diyerek seyirciyi selamlar ve çıkar. Sahnede yalnız kalan Karagöz ise "Her ne kadar sürçü lisan ettikse affola" diyerek selam verir.
Oyunun sonunda da eğlenceli bir figür çıkarılır. Bu figür bir oyun havası eşliğinde ya da bir pop şarkısı eşliğinde oynar. Bundan sonra ise Karagöz ve Hacivat tekrar sahneye gelir, selam verir ve oyun klasik bir biçimde sona erer.
Karagöz Oyunları'nın en önemli özelliği nedir?
Karagöz oyunları doğaçlama oyunlardır ve klasik batı tiyatrosundan çok farklıdırlar. Oyunların temelinde hiciv vardır.
Karagöz sahnesinde olaylar hep tatlıya bağlanır. Karagöz perdesinde ölüm yoktur. Zaman zaman ölenler olsa da onlar bir şekilde daha sonra tekrar dirilirler. Mutsuz son yoktur. Leyla ile Mecnun, Ferhat ile Şirin Karagöz perdesinde kavuşurlar örneğin. Ayrılıklar yoktur, üzüntüler yoktur.
Karagöz sahnesinin bir diğer önemli özelliği ise toplumdaki yanlışlıkların vurgulanmasıdır.
Karagöz oyununun felsefesi nedir, peki?
Karagöz perdesi dünyayı, figürler insanları, arkadan vuran ışık ise ruhu temsil eder. Işık yanınca, yani ruh verilince figürler, yani insanlar, kendilerine biçilmiş olan görevleri yerine getirmek üzere gelirler. Işık sönünce ise tasvirler görünür alemden görünmez aleme göçmüşlerdir. Karagöz perdesi hayatı ve ölümü sembolize ettiği için eskiden, tekkelerde din eğitimi vermek için kullanılmış.
Karagöz ustası yani hayali ne gibi özellikler taşımalı?
Karagöz sahnesine bütün tiplemeler musiki eşliğinde geldiği için Hayali'nin, çok iyi bir biçimde şarkı-türkü okuyabilmesi gerekir. Karagöz sahnesinde okunan şarkılar karikatürize edilerek okunduğu için daha zordur. Bu yüzden hayalinin müzik kabiliyetinin mutlaka olması gerekir.
Oyunda güncel olayları hicvedebilmesi için hayalinin gündemi takip etmesi ve bunları yorumlayabilmesi için kültürel alt yapısının olması şarttır.
Karagözcü olmak için çok çalışmak gerekir.
Karagöz sanatının sorunları nelerdir?
Özellikle ramazan aylarında Kapalıçarşı'dan Karagöz-Hacivat figürü alan herkes Karagözcüyüm, diye ortaya çıkar. Belediyelerce düzenletilen ramazan etkinlikleri için
gerçek Karagöz sanatçılarının istediği para genellikle çok bulunur. Organizatör firma da etrafındaki amatör tiyatroculara, animatörlere çok düşük paralar karşılığında Karagöz oynattırır.
Geçen yıl izleyicilerin Karagözcüyü yuhaladıklarını okuduk gazetelerden. Her yıl aynı şey oluyor. Ustalarımız oyunlarını hiçbir yerde sergileyemezken, yüz liraya insanlar Karagözcüyüm, diye ortalıkta dolaşıyor. Bu durum Kültür Bakanlığı'na da iletildi ama bir çözüm bulunamadı.
Peki, sizce çözüm ne?
Toplumsal bilinç arttıkça ve insanlar kültürel değerlerine sahip çıktıkça çözülecek bir sorun bence bu.