Kilit bir sözcük olarak duygu

05 Eylül 2008

MesutT: Dil, duruşun bir yansıması değil midir? Eğer dil farkındalığımızı inşa ettiğimiz ve bir kod dizgesi içinde ifade ettiğimiz bir yapıysa, duruşun da bir yansıması değil midir?

BoğaçhanD: Üretim süreçleri üzerinden düşünecek olursak eğer, insan belli tercihlerde bulunacaktır. Kimi bu dili, tercihleri, sadece o duruma özgü olmayan başka bir bilinç, bir kavrama düzeyi ile üretiyor, kimi de tamamen karşılaştığı durum kadar... Örneğin biri malzeme alırken o malzemenin cephede nasıl duracağının ötesinde, dayanımı, geri dönüşümlü olup olmadığı, ne kadar orada kalacağı gibi şeyler düşünüyor. Diğeri ucuz olsun, güzel görünsün yeter diye bakıyor... Bu tercihlerin yan yana gelişinde o dilin sınırları kadar, o dili kullanan bilincin sınırları da var. Bu anlamda mimarlık dili dediğimiz şey görünür bir şey de olmayabilir. O, tamamen insanın dünyayı anlama ve kavrama biçimiyle ilgili bir şey olarak da hissedilebilir.

Madem böyle bir dil dünyasından dünyadan söz edebiliyoruz; mimarlık eğitiminde dile yönelik tercihleri yönlendirirken, hangi değerlerle nasıl haraket edilebileceği konusunda bence büyük eksik algı durumları var...

Bir örneği aldığım mimarlık eğitimi üzerinden vereyim, şöyle bir şeye dayanıyordu: İnsanın kişisel tercihlerine, algı ve hareket noktalarına çok güvenme, çünkü henüz çok da olgunlaşmış değil; biz en az riskle bunu öğretelim.Bu öğretme tabi ki tasarım bilgisi ( bilgileri kullabilme becerisi) az,  bina bilgisi (şablon bilgileri) yüksek bir eğitim modeli idi. Ve bilgiler, bir yargıç olarak kendi dünyanı ezen, meşruiyet zeminlerini model olarak koyan bir eğitimdi. Bunu, sadece binaya konsantre olmuş, binanın ne işe yarayacağını unutmuş bir eğitim modeli olarak görebiliriz. Bu eğitim modelinin diğer ucunda da binayı tamamen unutmuş, tamamıyla onun içeriği ile ilgilenen bir yönelim var. Sarkastik bir durum olarak görülebilir.Bu anlamda farklı okullar, farklı metotlar ve farklı yollar izliyor. Ben, konuştuğumuz çerçevede mimarlık eğitimini düşünürken, bireylerin kendi dünyaları ve onların değerleri üzerinden üretmeye çalıştıkları şeyi sorgulmaya çalışıyorum. Aksi taktirde, genelde mimarlık ve buna ait diller var demek bu algıyı oldukça sınırlandırıyor. Örneğin şimdi gündemde ekoloji, ekolojik bina yapmak, sürdürülebilirlik var değil mi? Bu da benim için tartışmalı bir durum. Bu da dil merakıyla bakılmaya ihtiyaç olan konulardan biri gibi görünüyor. İnsanın yaşama duygusu üzerinden üretilen bir şey olmadığı için, ister istemez çökecek. Sen gündelik yaşam pratiğini kurmadığın bir dünyayı (evinden çıkıp bütün kenti arabanla katediyor, kullandığın tüketim nesnelerinin üretim ve çöp durumlarını irdelemiyor, bu ve benzer şeyleri dikkate almadan) yaşamadan ekolojik bina yapıyorsan, bu bence kocaman soru işaretidir. Bu yaptığın şeyi bir etikete dönüştürür ki, bu diller, etikete dönüştüğü zaman sığlaşıyorlar...


ddrlp
Bir mimarın konuştukları / konuşamadıkları
Etkinlikler & Ödüller
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :