TTŞ: Yurt dışında yaptığınız projeler var mı?
GC: Evet çok heyecanlı olduğumuz bir iki projemiz mevcut şu an.
TTŞ: Zor oluyor mu yurt dışında, örneğin, Miami gibi uzak bir coğrafyada ev yapmak?
GC: Projeyi burada tasarlayıp gönderiyoruz, uygulamasını üstlenmediğimizden zor olmuyor.
TTŞ: Ofisin yakın dönemdeki hedefleri neler?
GC: Yurtdışında küçük bir ofis açabiliriz. Bir ayağımız orada olsun istiyoruz. Londra’da yürüttüğümüz projenin devamında orada küçük bir ofis ile başlamak söz konusu olabilir. Mobilya ayağında ise uluslararası bir partner arayışındayız.
TTŞ: Projenin tasarım sürecinde nasıl beslersiniz kendinizi?
GC: Markanın pozitiflerini ve negatiflerini analiz ediyor, bu verileri birer tasarım girdisi olarak ele alıyoruz. Ardından mekan ilişkilerini çalışıyoruz. Çok iyi araştırma yapınca konuyla ilgili iyi fikirler çıkarabilmek mümkün oluyor. O projenin dünyada en iyi örnekleri nerede yapılmışsa gidip yerinde inceliyor, tüm bu araştırmalarımızı data halinde toparlıyoruz.
Ofisten bir detay
TTŞ: Hangi yayınları takip ediyorsunuz?
GC: En çok blogları takip ediyorum aslında. Yatzer bunlardan biri. Dezeen, Designboom ve Archdaily gibi mimarlık yayınlarını da izliyorum. Basılı yayınları eskisi kadar takip edebildiğimi söyleyemem, zamanım olmuyor. Artık kimsenin eskisi kadar zamanı yok. Zaten çok popüler ve iyi olan projeleri hemen sosyal medyada görebilmek mümkün. Eskiden bütün dergilere aboneydim, artık dijital versiyonlarını takip edebiliyorum. Hayat çok hızlı akıyor.