İstanbul üniversitesi, Peyzaj Mimarlığı Bölümü 2016 mezunuyum. Üniversitede okurken aynı zamanda Harvard Üniversitesi ile birlikte 2.5 yıl boyunca tasarım, sosyal yardım ve kişisel gelişim çalışmalarıma devam ettim.
Üniversitede okurken Teğet Mimarlık’ta staj yapmaya başladım ve mezuniyet sonrasında toplam 3 yıl çalışma ekiplerinde bulundum. Sonrasında bir süre başka ofislerde de çalıştım. Aynı zamanda İstanbul Üniversitesi’nde proje stüdyolarında derslere girmeye başladım, bir süre sonra da mimarlığa freelance olarak devam ettim. İnternette bir projeye bakarken Vertebra’nın iş ilanını gördüm, sonrasında iş başvurusunda bulundum ve işe başladım. Yaklaşık 4 aydır buradayım.
Stüdyonun en büyük avantajlarından biri, tasarım yaparken peyzaj tasarımı, bina mimarisi ve iç mimarinin tam anlamıyla bir bütün ve tamamlayıcı parçalar olduğunu düşünerek hareket etmemiz. Herkes söz hakkına sahip, eskiz çizebilir, model yapabilir ve yaratıcı her fikrini ortaya atabilir. Çalışmanın en keyifli yanlarından biri de hem eğitici, hem öğretici, hem de birazcık zorlayıcı olması… Sonuç olarak kaç yaşında ve hangi konumda olursak olalım, her zaman öğrenmeye ihtiyacımız var. (Gülüyor) Proje adedimiz fazla olduğundan, kendi başımıza çözüm üretmek zorunda kaldığımız durumlar çok oluyor. Bu hem gelişmemiz, hem de devamında sektörde farklı noktalara gelmemiz açısından son derece önemli bir nokta. Burada bir aile gibiyiz, çalışmalarımızın her birinde hem arkadaşlarımız hem de ofis ortaklarımız her anlamda bize destek olmaya çalışıyor. Konu mimarlık olduğu için sabah 9'da geldim, akşam 6'da gittim gibi bir durumumuz olmuyor. Amacımız sürdürülebilir, fonksiyonel ve insan odaklı tasarımlar yapmak ve kaç yıl geçerse geçsin tasarladığımız mekanların yaşadığını görebilmek. Gün geliyor uzun geceler çalışıyoruz, sabahladığımız zamanlar oluyor ve bazen evdekilerden daha fazla ofisteki insanları görüyoruz, ama işin sonunda amacımız doğrultusunda tasarımlar üretmiş olmak bizim yorgunluğumuzu alıyor. (Gülüyor)