Oda'nın 4 Nisan 2011 tarihli basın açıklamasının tam metni şöyle:
İstiklal Caddesi'nde Bir Kent Suçu ve Sorumlular, Sorumluluklar
"Uluslararası koruma mevzuatı yok sayılarak yıkılan Saray Sineması'nın parseline dikilen Demirören AVM, inşaat artıkları dahi temizlenmeden alelacele 17 Mart 2011 günü açıldı. Bu acelenin nedeni sorgulanmamışken 20 Mart 2011 günü Radikal Gazetesi'nin "açıksözlü eleştiri" başlıklı sayfasında "Faili meçhul alışveriş merkezi" başlığı ile bir yazı yayınlandı. "Hırsızın ve ortaklarının hiç mi suçu yoktu?" dedirtecek bir içeriğe sahip olan yazı, hiçbir sorumluluğu olmadığı halde "uyuyan Mimarlar Odası" ifadesi ile de gerçek niyetini de ortaya koymakta ve Mimarlar Odası'na yanıt hakkı vermektedir.
"Mimarlar Odası kurulduğu 1954 yılından bu yana mesleğin genel menfaatleri ve meslektaşın çıkarları ile kamu ve toplum çıkarları temelinde uyumunu savunmuştur. Mesleğin doğal ve yapılı çevre ile uyumlu şekilde yapılabilmesinin kamu ve toplum yararına olduğunu, doğayı ve kentleri tüketmeyen bir mimarlığın ve yapılı çevrenin insan hakkı olduğunu savuna gelmiştir ve bu amaçla kamu davaları açmıştır. Tüm dünyada 1.400.000 mimarı bünyesinde barındıran Uluslararası Mimarlar Birliği, bu yılın dünya mimarlık günü gündemini bu temelde "Mimarlık ve İnsan Hakları" olarak belirlemiştir.
"2010 yılı içinde sadece 4.000 civarında kamu, toplum ve şehircilik bilimine aykırı plan tadilatının yanı sıra yüzlerce ulusal ve uluslar arası koruma mevzuatına aykırı uygulama ile karşı karşıya olduğumuz gerçeği, kentimizde ve ülkemizde yapılaşma baskısının boyutunu vermeye yeter mi acaba? Kamu kurumları ve kuruluşlarında görev yapan, Anayasa ve kanunlarla görev ve sorumlukları tanımlanan yetkililerin, her bir imza ile kentlerimizde nasıl kent suçu işledikleri konusunda uyarılmasının, bu süreçten pay almayan her kesimin görevi olduğu açıktır. Özellikle de basına bu konuda büyük sorumluluklar düşmektedir. Demirören AVM örneğinde olduğu gibi hukuk dışı bir yapı ile ilgili eleştiriler basında yer bulamazken, övgülere yer verilmesi, kısaca suçun övülmesi bizim toplumumuza has bir özellik olsa gerek.
(Demirören AVM'nin inşaat tozları arasında açıldığı 17 Mart 2011 günü bir basın açıklaması yaptık.)
"Susturulan basında bu açıklama yer bulamamışken, Mimarlar Odası'nın hiçbir sorumluluğu olmadığı kamuoyunca da bilinirken, Radikal Gazetesi'nde çıkan söz konusu yazıda, hırsızı, hırsızın suç ortaklarını ve ortaya çıkardıkları mimarlık garabetini aklama, suç ortaklığı ile yaratılan ve paylaşılan rantı gizleme telaşı söz konusudur.
"Geçtiğimiz aylarda Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da kültür varlıklarının korunması sorumluluğunda olduğunu unutup, "mimarlar odası niçin gereğini yapmıyor?" diye basın aracılığı ile sormuş ve arkasından "müfettişlere inceleteceğim, hukuk dışı bir inşaat var ise gereğini yapacağım" demiştir. Tüm başvurularımıza rağmen ve gereği bugüne kadar yapılmamışken "uyuyan Mimarlar Odası" suçlaması, hedef şaşırtma, sorumluluğu üzerinden atma telaşı ve suç birliğinin izahından başka bir şey değildir.
"Demirören AVM, Emek Sineması, Tarlabaşı, Sulukule, 3. Köprü, Avrasya Tüneli ve daha birçok yanlış uygulamanın karşısında duran belki de tek güç, "çivi çakılmasına izin verilmiyor" ya da "bu meslek odaları da her şeye karşı" gibi yıpratma ve güvenirliğini sarsma propagandasına "uyuyan Mimarlar Odası" eklenmesi kirli bir propagandanın ürünüdür."