Ülkemiz mimarlığının güncel durumunu değerlendirir misiniz?
ÖK: Yaşanan ekonomik sıkıntıların gayrimenkul ve inşaat sektörüne yansımalarını hep birlikte yaşıyoruz. Şu anda, sektördeki paydaşların kendi kabuklarına çekilip, üretebildikleri bir dönemde değiliz diyebilirim. Üzülerek söylüyorum ki, sektörde ciddi bir daralma var. Bu daralma öncelikle konut ve perakende sektörüne ve akabinde bize de yansıdı. Bu dönemde, büyük ya da küçük ölçekli firma olmanız hiç fark etmiyor, herkes bir yaşam mücadelesi veriyor, bu çok net görülüyor. Bu sebeple şirketlerin güç birliği yapması ve farklı projeler içinde süreci birlikte ama yolları araması gerekiyor.
AAK: Aslında Türk tasarımlarını ve firmalarını ön plana çıkararak belki bir miktar negatif olan durumumuzu pozitife çevirebiliriz. Projelerde ithal malzeme yerine Türk tasarımlarına yer vermek bir çözüm olabilir. Bu tür krizlerden, makul adımlarla olumlu sonuçlar çıkartılabilir, yeter ki o vizyona ve bakış açısına sahip olalım. Bu ne yazık ki bireysel bir çaba ile değil, sektörün bir araya gelmesiyle gerçekleştirilebilir.
Mimarlık eğitiminden de biraz bahsedecek olursak?
ÖK: Ülkemizde, bizlerin de mezun olduğu çok kıymetli ve köklü üniversiteler mevcut. Bu kurumlarda, halen idealleri peşinde koşan yine çok kıymetli akademisyenler çalışmalarını her türlü zorluğu rağmen sürdürüyorlar. Lakin üniversitelerde sorunlar da yıllar geçtikçe büyüyor. Gerek devletin eğitim kurumlarına aktardığı bütçeler, gerek yönetimlerindeki özerklik, gerekse her geçen yıl ardı ardına açılan yeni vakıf üniversiteleri, mimarlık eğitiminin ne derece doğru yürütüldüğü sorusunu da önümüze koymuş durumda. Siz imkan sunabildiğiniz ölçüde karşı taraftan verim beklersiniz. Kendi okuduğumuz yıllarla kıyasladığımızda maalesef ki eğitim kalitesinin niteliğinin azaldığını görüyoruz, yaşıyoruz. Pratiği eğitimi kadar önemli mesleğimizin yeniden istenen seviyeye ulaşması, ortak bir çaba ile olacaktır. Bu sebeple, nitelikli eğitim için bizlerin de elimizi taşın altına sokmamızın zorunlu olduğunu, hiçbir karşılık beklemeden, zamanımız, bilgimiz ve deneyimimiz ölçüsünde, eğitim kurumlarına destek vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Tabi, bizlerin bu çabalarının, şu anki Y, kapıdaki Z kuşağının da meslek ve hayat ile beklentileri ile örtüşür halde olması önemli ki bence en büyük sorunumuz bu diye düşünüyorum.
Peki son olarak mimar olmak isteyenlere ne demek istersiniz?
AAK: Ben mimarlığı çok emek verilen bir iş olarak görüyorum. Eğer buna yeterli vaktinizi, aşkınızı ayırmıyorsanız yol yakınken başka bir meslek seçin diyorum herkese.
ÖK: Mimarlık için bence anahtar kelime, “sabır”. Bir anda, çok kısa sürede bir yere varmak, mimarlık mesleği için mümkün değil diye düşünüyorum. Çok yetenekli ve şanslı olmanız, başarınızın sürdürülebilir olmasına yeterli olmayacaktır. Sürekli kendimizi geliştirmemiz gereken, her geçen yıl yepyeni deneyimler ve bilgiler edindiğimiz bu meslek için istekli ve arzulu olursanız, başarı da beraberinde gelecektir.