"Mimarlık ortamını sallayabilmek için önce onu inşa etmek gerek"

02 Temmuz 2008



Türkiye'deki mimarlık ortamı hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Türkiye de hem eğitimde, hem yarışmalarda, hem de pratikte yerleşmiş bir mimarlık geleneği yok. Tecrübeler üst üste konmadığı için de düzgün bir birikim oluşmuyor.

 

Yeni mezun olmuş bir mimar, kendini karşısındaki sabite göre konumlandıramıyor, gideceği yönü belirleyemiyor. Karşısında bir sabit yok çünkü. Örneğin biz, mezun olduğumuzda Türkiye'deki mimarlık ortamını sallayacağımızı düşünüyorduk. Biraz saftık ve haddinden fazla iddialıydık. Bir süre debelendikten sonra gördük ki; karşımızda sallayabileceğimiz bir yapı zaten yok! Mimarlık ortamını sallayabilmek için ise önce onu inşa etmek gerek.

 

Bu, mimarlık ortamının henüz gelişmemiş olmasıyla ilgili bir durum tabi. Oysa olması gereken, bir öğrencinin kendi yolunu iyi kötü çizebileceği, kişilerin ve kurumların yerli yerine oturduğu, "kuzey yıldızının kuzeyde olduğu" durumları barındıran bir mimarlık ortamı.


 

İstanbul'da yazan, çizen, konuşan, tartışan bir mimar zümresi var ve artık mimarlık meseleleri İstanbul üzerinden dönüyor. Bu parçalı mimarlık ortamı nasıl oluştu? Mimarlık tartışmalarının merkezi nasıl İstanbul'a kaydı?

 

On sene önce, örneğin Ankara'da çok ciddi bir mimarlık ortamı vardı. Yarışmaların ana ekseni Ankara idi, devlete iş yapan mimarlar Ankara'daydı. Mimarlık tartışmalarını da en azından belli bir yere kadar Ankara sürüklerdi.

 

Artık durum değişti. Mimarlık tartışmalarının merkezinin İstanbul'a kaymasında, İstanbul'un dünyada başka ağlara bağlanan bir metropol haline gelmesinin, Türkiye'deki diğer şehirlerden ayrışmasının büyük payı var bence.

 

Bir de Anadolu'da yaşayan ya da bu zümre dışında olan mimarların kendini geliştirme çabası yeterli olmadı sanırım. Mimarlık eğitimindeki ve pratiğindeki dönüşümler, herhalde, bir anlamda da olsa onları dağıttı.

 

Anadolu'daki mimarların da İstanbul'a gelmiş olmalarını atlamamak gerek ayrıca. Biz öğrenciyken, mimarlık fakültesinin olduğu her şehirde arkadaşlarımız vardı. Gittiğimiz her şehirde kalacak yerimiz mutlaka olurdu. Bir süre sonra bir baktık ki, hiçbir yerde kimse kalmamış, herkes İstanbul'da.(Gülüyor) 

 

Peki, ne olursa mimarlık ortamı gelişir?

 

Her ne kadar biriktirme kabiliyetimiz pek fazla olmasa da mimarlık ortamı biriktirebildiğimiz ölçüde gelişir.


Profil
Sinan Omacan ile...
Atölye Mimarlık çalışanları
Atölye Mimarlık'tan çıkan işler
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.
Bu İçeriğe Yorum Yazın
Ad Soyad
E-posta
Yorum
Kalan karakter :