İlk yapınızı da biraz tesadüfleri kovalayarak yapmışsınız sanırım?
Evet. Çatalhöyük'te küçük bir ziyaretçi merkezinin mekan düzenlemesini yapıyorduk. Kazı ekibi yaklaşık kırk yıldır güneydeki açmanın üzerini kapatmak istiyordu. Çünkü açmanın üzerinin kapalı olmamasını kendilerinin bir ayıbı olarak görüyorlardı.
Bir gün kazı başkanı yanımıza gelip "Biraz da gerçek mimarlıktan bahsedelim" diyerek cebinden post-it üzerine yapılmış hesaplamalardan oluşan bir çeşit teklif çıkardı. (Gülüyor) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde olan bir yer için ciddiyet çok kötüydü! 75.000 USD'lik bütçe ile alanın üzerini örtmemizi istedi. Fakat hesap ediyoruz ediyoruz, o paraya hiç bir şey yapılmıyor. Ayrıca paranın dışında, orada bir şey yapmak başlı başına zor bir iş. Fakat, "sadece üstü kapansın" mantığıyla oraya bir şey yapılmasını istemediğimiz için teklifi kabul ettik. En azından zevkli bir iş, bir şekilde altından kalkarız, en kötü ihtimalle de cebimizden para öder hayrına yapmış oluruz, dedik.
Statik proje için görüştüğümüz bazı mühendisler bile "Aman uluslararası bir skandala karışmayalım" diyorlardı. Çünkü örtünün çöktüğünü düşünsenize. Rezalet! Ama biz "bir şey olmaz bir şey olmaz" deyip onları ikna etme yollarını bulduk. (Gülüyor)
Böylelikle, tesadüfleri kovalayan Atölye Mimarlık'ın ilk yapısı Çatalhöyük Güney Açma Koruganı Projesi oldu. Dediğim gibi bir şekilde tesadüfler oluşuyor, ama biz de o tesadüfler için uğraşıyoruz.
Şu anda elinizde hangi işler var?
Şu an inşa edilmekte olan Çatalhöyük'te yaptığımız ikinci koruma yapısı var. Geniş açıklıklı ahşap strüktürlü bir yapı, Rıdvan şu anda orada, arada da ben gidiyorum. Temmuz ayında tamamlanmış olacak o zaman daha detaylı bilgi verebilirim.
Onun dışında da yarışmalara hazırlanıyoruz. Sanırım Ekim'e kadar da sadece yarışmalar için uğraşacağız.