Mısır Çarşısı
08 Ekim 2008
Mısır Çarşısı, başlangıçta aktarlara, pamukçulara ve yorgancılara tahsis edilmişse de özellikle 1970'li yıllardan itibaren aktar dükkanlarının yerini hızla kuruyemişçiler, kumaşçılar ve kuyumcular almış.
1600'lü yıllarda Mısır'dan gelen baharatların satıldığı ve tüm dünyaya dağıtıldığı bir merkez olan Mısır Çarşısı, kısa sürede ün yaparak yerli-yabancı herkesin uğrak mekanı haline gelir.
Padişah IV. Mehmet'in annesi Hatice Sultan, yüzyıllar önce, Boğaziçi ile Haliç arasında inşaat halinde bekleyen Valide Camii'nin projesi baş mimar Mustafa Ağa'ya verildiğinde, camii ile külliyeye gelir sağlaması için bir çarşı yaptırılmasını emreder. 1660'lı yıllara gelindiğinde Valide Çarşısı, camii ile birlikte hizmete girerek aktarlara, pamukçulara ve yorgancılara tahsis edilir. Pay-i tahtta uzun yıllar boyunca, bu üç iş kolunun merkezi olan Mısır Çarşısı, Valide Çarşısı adı altında varlığını sürdürür.
Ancak yıllar geçtikçe, çarşıdaki baharatçılar ve aktarların sayısı yorgancılarla pamukçulardan fazla olmaya başlar ve çarşının baharatlar konusundaki ünü de dünyanın her yanına yayılır. Hal böyle olunca da çarşı, 18. yüzyıldan itibaren "Mısır Çarşısı" olarak anılmaya başlar.
1691 ve 1940 yıllarında geçirdiği iki büyük yangında büyük hasar gören çarşı 1940 yılında İstanbul Belediyesi tarafından gerçekleştirilen restorasyonda son şeklini alır.
Üzeri kapalı ve L şeklindeki mimari özellikleriyle dikkat çeken çarşının Eminönü kapısı, Balıkpazarı kapısı, Ketenciler kapısı, Çiçekpazarı kapısı, Yeni Camii kapısı ve Bahçe kapı olmak üzere 6 kapıya sahip.
Mısır Çarşısı, günümüzde İstanbul'un en büyük ikinci kapalı çarşısı olma özelliğini taşıyan çarşıda ve her bir kuruyemişten şarküteriye, şifalı otlardan baharatlara kadar çeşitli ürünler satan 90 tane dükkan bulunuyor.
Mısır Çarşısı ya da nam-ı diğer Baharat Çarşısı
"Baharat kültürü yok oluyor"
Bu Haberi Sosyal Medyada Paylaşın
Yorumlar
Bu İçeriğe Yorum Yazın