Lisans eğitim durumunuz nedir? Aldığınız eğitimin profesyonel hayata katkısı olacağını düşünüyor musunuz?
Oğuzhan Sönmez: Dokuz Eylül Üniversitesi’nde son sınıf öğrencisiyim. Okulumuzda aldığımız eğitim profesyonel hayatta gerçekleşecek olan işveren ve mimar ilişkisinin stüdyoya yansıtılmış şeklidir. Profesyonel hayatta bir proje üzerine çalıştığımızda bu projeyi işveren ile sürekli iletişim halinde olup onların isteklerini mimari becerilerle yoğurarak ortaya çıkarmak zorundayız. Okulumuzda da bu tasarım sürecinin küçük ölçekli ve biraz daha sadeleşmiş hali karşımıza çıkmaktadır. Bu sebeple aldığım eğitimin profesyonel hayatıma katkısı olacağına inancım var. Pek tabii mimarlık 4 yıla sığamayacak kadar farklı dallarla ilişkili ve bir o kadar da kapsayıcı bir meslek olduğundan dolayı öğrenim sürecimin profesyonel hayatımda da devam edeceği düşüncesindeyim.
Özge Ural: Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. Okulda aktarılan eğitimin mimarlık ortamı ile direkt ilişkili olmadığını; okulun, öğrencilerin mimarlık ortamın katılmasında ara basamak olarak görev aldığını düşünüyorum. Dört senelik mimarlık eğitimi boyunca, bizleri geliştirecek pek çok dersler ve çalışmalar olsa da dışarıda, okuldaki eğitimden farklı olan bir işleyiş hakim. Bu noktada profesyonel hayatta aktarılan mimarlık bilgisine erişmek için var olan, bir mimarlık eğitimi olarak görüyorum.
25 Aralık Gaziantep’in Kurtuluşunun 100. Yıl Anıt ve Çevre Düzenlemesi Ulusal Proje Yarışması, 1. Ödül
Hangi profesyonel mimarlık yarışmalarına katıldınız? Yarışmaların ve yarışmalarda birlikte yer aldığınız profesyonellerin, size ve mimarlık pratiğinize katkılarını anlatır mısınız?
OS: Profesyonel mimarlık yarışmalarından “Ulus Modern Kültür ve Sanat Merkezi Ulusal Mimari Proje Yarışması”na staj yaptığım ofis olan “İki Artı Bir Mimarlık” ile katıldım. Yarışma süreci gerçekten keyifli ama bir o kadar da stresliydi. Ek mesai yapmanın bu kadar keyif verici olabileceği aklımın ucundan geçmezdi. Tabii ki aldığım bu mimari hazzın etkisini yarışma teslim gününde ortaya çıkan son ürün ve hazırladığımız pafta ile daha da fazla hissettim. Baktığımızda yarışmaya katılmanın benim hayatıma öncelikle bu mimari hazzı hayatıma daha fazla kattığını hissettim. Bu durum da bir mimar adayı için paha biçilemez bir deneyimdi. Buna ek olarak ofisimizde yer alan mimar hocalarımdan yarışmanın her aşamasında bir şey öğrenmek de çok etkileyiciydi. Pafta hazırlama, maket yapma, modelimizden aldığımız görselleri düzenleyip onlara bir şeyler ekleme işlerinin püf noktalarını ve daha sistematik üretme şekillerini öğrendim. Okulda yaptığımız projelerden farklı olarak profesyonel arenada bir deneyim elde etmek hem özgüvenimi artırdı, hem de bahsettiğim mimari hazzı daha da fazla hissedebileceğimi bana gösterdi. Öğrendiğim ve henüz tecrübe edemediğim farklı noktaları keşfetmek yeni bir yarışmaya hazırlanmak ve profesyonel hayata atılmak için daha fazla çabalama dürtümü kuvvetlendirdi.
ÖU: Yaz stajı yaptığım dönemde İki Artı Bir Mimarlık ekibi içerisinde Ulus Modern Kültür Sanat Merkezi yarışmasına katıldım. Yarışma sürecinde, disiplinin ve planlı çalışmanın olumlu katkılarını gördüm. Ayrıca sonuç ürünün ortaya çıkmasını sağlayan her bir aşamanın göz ardı edilemeyecek kadar değerli olduğunu bir kez daha hatırladım.
Sosyal Merkezler Mimari Proje Yarışması, Pendik, 1. Mansiyon
Katıldığınız mimarlık öğrenci yarışmaları var mı? Profesyonel yarışmalarda yer almanızın öğrenci yarışmalarına katkılarından bahseder misiniz?
ÖU: “Covid-19’la Birlikte Yaşamak” Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğrenci Fikir Yarışması, "Kadıköy Mendireğinin Üzerinde Bir Çay Evi" İstinye Üniversitesi Ulusal Öğrenci Yarışması’na katıldım.
Mimarlık pratiğini, özellikle öğrencilik döneminde yarışmalar üzerinden deneyimlemenin önemini bilmekteyiz. Bu noktada profesyonel yarışma ekibi içerisinde yer almanın, öğrenci yarışmalarına katılma motivasyonumuzu artırdığını, bizleri mimarlık ortamına daha yakın hissettirerek, farklı yarışmalarla ilgilenmemizi sağladığını düşünüyorum