Projelerinizden bahsedelim biraz da. Assos’ta iki ev projeniz var, Çoker Evi ve Kenter Evi…
ADD: Assos’taki ilk deneyimlerimiz Kenter Evi ve Çoker Evi’nin bize uygulamaya dair de bir bakış kazandırması açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Nitekim orada sadece işin mimarisini değil aynı zamanda uygulama koordinasyonunu da üstlendik. Bu bizim şu an yaptığımız tasarımlara da bir girdi oldu. Yalıtım konusu, cephe katmanları, şehir dışında yapılan inşaatlarda karşılaşılan inşai güçlüklere karşı geliştirilen çözümler, inşaat ve bütçe yönetimi gibi konular, tüm bunlar aslında ilk kez Kenter ve Çoker Evi projeleriyle deneyimlendi.
Bu iki ev projemiz de Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde yer alıyor. İlçe merkezine en yakın köylerden biri olan Söğütlü Köyü’nde. Orada bu iki müstakil evle başladık, peş peşe tasarlayıp inşa ettik.
Zemin Kat Planı
Çoker Evi
UÖ: Her iki ev de dışarıdan bakıldığında yığma taş gibi gözüküyor. Çünkü betonarme sistem kurgulayıp taş kaplama yapıyoruz. Fakat kapladığımız taş da 15-20 cm kalınlığına erişiyor. Bölgede olan doğal taşları kullandık. Hatta Çoker Evi’nde arsanın içerisinde yıkılmış vaziyette olan bir taş yapı vardı, onun taşı ayıklanıp temizlenip tekrar kullanıldı. Dolayısıyla bir anlamda dönüşüm de yapmış olduk. Tabii bu estetik bir katkı da sağlıyor. Eski bir yapının taşını kullandığınızda taşın üzerinde güneşin ve dış etmenlerin eskitmesiyle ortaya çıkan taş yüzeyi çok daha güzel gözüküyor. Tabii yeni taş kullandığımız birçok yapı da var.
Ayvacık’ta konumlanan Ormos Tartışık konut projenizin süreci nasıl devam ediyor?
ADD: Ayvacık’ta etaplar halinde Tartışık Köyü’nde devam eden Ormos Tartışık projesinde rolümüz daha da farklılaştı aslında. Yosi Amon’un üçüncü ortak olarak bize eklenmesiyle Ormos Gayrimenkul A.Ş. adında başka bir şirket daha kurduk. Ormos olarak baştan arsayı alıp projeyi geliştiriyor, akabinde tasarlayıp inşa ediyoruz. Orada Ormos ve Per Se eşgüdüm halinde çalışıyor. Per Se Ormos’a hizmet üretiyor, projeyi tasarlamak ve inşaatı yürütmekle ilgili. Ormos da projeyi geliştiriyor. Yani iki şapkamız var Ormos Tartışık projesinde.
Bu da çok farklı bir deneyim. Başkalarına üretim yaptığımız bir modelden biraz daha kendimize iş ürettiğimiz bir modele geçtiğimiz bir proje oldu.
Vaziyet Planı
Ormos Tartışık
Ben o projenin bölgedeki yapılaşmaya dair de iyi bir örnek teşkil ettiğine inanıyorum. Şöyle ki, Kenter ve Çoker evlerinden sonra bizim karşımıza bu anlamda birçok proje geldi. Ayvacık bölgesinde müstakil konut yaptırmak isteyen müşterilerimiz oldu. Köyde bir arsa alıp akabinde bir mimarlık firmasıyla anlaşıyorlar, bir müteahhit bulunuyor veya biz üstleniyoruz, bütün izinler çıkıyor ve inşaat yapılıyor.
Bir de bunun dışında bölgede 50-60 villalık büyük ölçekli eko turizm projeleri var. Bizim Ormos Tartışık projesi ise arada bir ölçeğe oturuyor. Tek başına müstakil bir ev değil, devasa, 50-60 villalık bir site değil. Köyün içerisinde 4 ev bir yerde, 9 ev bir yerde, 6 ev bir yerde, 10 ev bir yerde şeklinde serpiştirilmiş küçük konut yerleşkeleri. Üstelik bir aradalığı farklı kombinasyonlarla, köyün içine yayılarak sağlıyor. Ormos Tartışık’ın bu anlamda da önemli olduğunu düşünüyorum.
İBB Miras ile birlikte yürüttüğünüz Baruthane Kültür Merkezi nasıl başladı?
ADD: Baruthane Kültür Merkezi projesi İBB Miras ile birlikte yürüttüğümüz bir kamusal proje. Aslında 324 yıllık bir barut fabrikası. Ataköy sahilinde hepimizin yıllardır önünden geçtiğimiz, uzun süredir de atıl kalmış bir alan iken İBB’nin inisiyatifiyle bir kültür yerleşkesine dönüştürüldü. Biz de burada restorasyon projesi müellifi olarak yer aldık. Yine belediyedeki muhataplarımızın yönlendirmesiyle kontrolör olarak da inşaat sürecine destek verdik. Halihazırda, çok amaçlı salon, kitaplık, müze ve black box sahne olarak kullanılacak şekilde Baruthane’ye ait 4 adet yapı yeniden işlevlendirilmiş oldu. Ortaya da BELTUR tarafından işletilen bir pavilyon yapısı ilave edildi.
Zemin Kat Planı
Baruthane Kültür Merkezi
İşlevlendirme nasıl belirlendi? İBB’nin talebi mi bu yöndeydi? Sizin ne gibi katkılarınız oldu?
ADD: Aslında bir diyalog şeklinde geliştiğini söyleyebilirim. Önce çocuklara yönelik bir mekan olarak kurgulanmıştı fakat sonra İBB’nin kararıyla genel kullanıma yönelik mekânsal düzenlemeler yapılmasına karar verildi.
Yapılara güçlendirme de yapıldı. Hasarlar onarıldı; bitki temizliği, derz tamiri, çatı katmanlarının yenilenmesi gibi işler yapıldı. Yine yapıların güçlendirilmesi maksadıyla çeper duvarları içinden hatıllar geçirildi. Zaten daha önce yangın da geçirmiş bir yapı vardı. Çatısı özgün değildi. Orada özgün olmayacak yeni bir tonoz inşa etmek yerine konstrüksiyon çatı günümüz ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlanarak uygulandı.
UÖ: Ben ek olarak Emko Elektronik Fabrikası’ndan da bahsetmek istiyorum. Tasarladığımız ilk endüstri yapısıydı, bizim için önemli projelerden biridir.
Yaklaşık 16 bin metrekarelik, elektronik üretiminin yapıldığı bir fabrika. Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde sıfırdan inşa edilen, dolayısıyla sürecin de tamamen içinde yer aldığımız bir projeydi. İlgili, konuya çok hâkim ve tasarım sürecinin de çok içinde bir işverenimiz vardı. Çok ilginç bir çalışma yöntemiyle ürettiğimiz bir iş oldu. Tabii ister istemez endüstri yapılarında her iş kolu farklı bir proses. Buna bizim hakim olmamız, baştan bilmemiz söz konusu olamaz. Fakat işverenle ya da onların yönlendirdiği mühendis ekipleriyle oturup binanın matematiğini anlayıp ona göre mimari bir cevap vermek; dolayısıyla bir makineyi mimar olarak kurgulamak ve bütün imalat sürecinde de beraber olmak çok enteresan bir deneyimdi.
Zemin Kat Planı
Emko Elektronik Fabrikası
Arkasından başka endüstriyel yapılar da geldi mi?
ADD: Daha sonra yine Bursa’da şu anda inşaatı devam eden bir plastik enjeksiyon fabrikası yaptık. Ordu Fatsa’da bir tekstil fabrikası yaptık; ruhsatı alındı fakat sonra yatırımdan vazgeçti işverenlerimiz. Bir de Bandırma’ya yakın bir entegre piliç tesisi deneyimimiz oldu. Farklı endüstriyel yapılar deneyimlemiş olduk diyebilirim.
İBB ya da başka belediyelerle yaptığınız diğer projeler nelerdi?
ADD: Bursa’da Yıldırım Belediyesi ile birkaç tane proje yaptık. İki pazar alanı çalıştık. Birisi Millet Mahallesi Pazar Alanı projesi. Bursa’nın yeni gelişmekte olan bir mahallesinde yapılmış, 10 bin metrekarelik bir kapalı pazar yapısı. Zarif bir çelik strüktüre sahip, gazbeton duvar panellerini taşıyıcı ve bölücü olarak farklı formatlarda deneyen, bence oldukça da iyi işleyen bir pazar yapısı oldu.
Zemin Kat Planı
Millet Mahallesi Pazar Alanı
Onun dışında Gökdere Pazar Alanı’nı çalıştık. Mevcut bir pazar strüktürünü güçlendirip, biraz da yeni ihtiyaçlara göre revize ederek, çevre peyzajıyla beraber yeniden işler kıldık.
Yine Yıldırım Belediyesi’ne bir davetli yarışma neticesinde bir kültür merkezi projesi yapma imkanımız oldu. Yaklaşık 22 bin metrekare alana sahip, içinde Bursa’nın en büyük ikinci salonunu barındıracak olan; iki tane nikah salonu, bir kütüphane, yeme içme birimleri, meslek edindirme kursunun yer alacağı büyük bir kültür yapısı. Onun da teslimi yapıldı, inşaat ihalesinin çıkması bekleniyor.
Zemin Kat Planı
Duaçınarı Kültür ve Ticaret Merkezi
Bursa Büyükşehir Belediyesi için Yalın Mimarlık ile beraber Cumalıkızık köy tasarımı işini üstlendik. Sadece mimar olarak bulunduğumuz bir iş de değildi. Aynı zamanda grafik tasarımcılarının, endüstri ürünleri tasarımcılarının da yer aldığı çok disiplinli bir üretim oldu. Yine o da teslim edildi ve yeni dönemle beraber tekrar gündeme gelmesini beklediğimiz bir proje.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile beraber de hali hazırda inşaatı devam eden Ali Paşa Sarayı projemiz var. Eskiden bir sarayın bulunduğu alanda daha sonra bir otopark yapısı inşa edilmiş. Süleymaniye’de Mercan Otoparkı. Şimdi o otopark kısmen yer altına alınıp üzerinde rekonstrüksiyon projesine uygun bir şekilde Ali Paşa Sarayı inşa edilecek.
UÖ: Bir de Süleymaniye’den bahsetmek lazım. Süleymaniye’de ada avan projesi çalışmıştık.
ADD: İBB Süleymaniye mahallesinin farklı yapı adalarını farklı mimari ofislere dağıtarak ada avan projeleri üretilmesine yönelik bir iş bekliyordu. Çalıştığımız adada içinde bir kültür yapısının, bir öğrenci yurdunun, konutların ve ticari birimlerin yer aldığı bir proje hazırladık. O da teslim edildi.
Konut, endüstri, eğitim, ticaret, kültür yapıları ile karma kullanımlı yapılar... Farklı ölçeklerde projeleriniz mevcut. Bu çeşitlilik nasıl yapılanıyor, uzmanlık alanınızı hangi alan/alanlar şekillendiriyor?
UÖ: Bizim biraz eski usul bir çalışma sistemimiz var. Tabii günümüz şartlarında birçok şey profesyonelleşti. Sadece havaalanı çalışan, sadece hastane çalışan, sadece konut, ticari yapı çalışan ofisler oluşuyor. Sadece kafe yapan ofisler bile var. Bunu anormal bulmuyorum. Günümüz şartlarında bu branşlaşmayı belki meslek de itiyor. Ama biz kendimizi bunun dışında tutmaya çalışıyoruz.
Yeni bir proje geldiğinde süreçlere işin başından başlamanın da ayrı bir heyecanı var. Tabii portfolyomuza baktığımızda ciddi miktarda konut yapmışız. Ama kamusal işler de yaptık, pazar alanı da kültür yapısı da yaptık. Çeşitli ölçeklerde projelerimiz var. Onun için hiçbir zaman ‘biz şunu yapıyoruz’ demiyoruz.
ADD: Her seferinde karşı tarafı iyi dinleyip araştırma yaparak yeniden öğrenmeye çalışıyoruz bir şeyleri. Bu bizim açımızdan çok bilinçli bir tercih de değildi ama böyle gelişti şu ana kadar.
Zemin Kat Planı
Cumalıkızık köy tasarımı