St. Mary's Katedrali, Roman Katolik Kilisesinin Tokyo ayağını oluşturuyor. Orijinal adı ‘Tokyo Katedoraru Sei Maria Daiseido' olan katedrak, Bunkyo'nun Sekiguchi mahallesinde konumlanıyor.
Şu an katedralin bulunduğu yerdeki ilk yapı olan 1899 tarihli Gotik üsluptaki ahşap binanın II. Dünya Savaşı sırasında yanmasıyla, dönemin kilise yönetimi tarafından yeni bir bina inşa edilmek üzere bir yarışma açılır. Proje yarışmasının galibi olan ünlü Japon mimar Kenzo Tange tarafından 1961- 1964 yılları arasında tasarlanan yapının gerçekleştirilmesinde ise Köln Roman Katolik Kilisesi mimarlarından Wilhelm Schlombs ve Zürihli mimar Max Lechner görev alır.
Yapının strüktürü, nerdeyse düşeyde birleştirilmiş sekiz adet iç bükey brüt beton panelden oluşuyor. Birleştiklerinde haç şeklini çıkaran tavandaki çatı ışıklıkları ve çatı kaplaması olarak kullanılan koyu renkli ve parlak paslanmaz çelik paneller, İsa'nın karanlıkta ve insanların kalbinde parladığına işaret etmek üzere şekillenmiş.
Yapının yalnızca Katolik dünyasında oynadığı rol değil, aynı zamanda çağdaş mimarlık tarihinde de öenmli bir yeri var. Dini mekan mimarlığında halen en usta eserlerden biri olarak kabul gören Kenzo Tange'nin St. Mary's Katedrali, geçirdiği 24 yılın ardından 2000 yılında restore edildi.
Tange'nin yapıları üzerine derinlemesine araştırmalar yapan ‘Kenzo Tange: Works and Projects' kitabının yazarı Udo Kultermann, kitabında kiliseden şöyle bahsediyor:
"Haç şekline sahip bina planimetresinden yükselen sekiz hiperbolik duvar, tepede birleşerek çatıyı oluşturuyorlar. Duvarların birleşme noktalarında bıraktıkları açıklıkla ortaya çıkan haç şeklindeki ışıklık, dört yüzeyde devamlılığını koruyor ve düşeyde bir yarık olarak şekilleniyor. Bu hacme eklemlenen ikincil taşıyıcı elemanlar, dikdörtgen hacimleriyle katedralin sembolik karakteriyle ciddi bir zıtlık oluştururken, diğer yandan yürüme yolları ve platformlarla ortak bir dil kullanıyorlar. Vaftiz yeri de işte bu ikincil elemanlarla şekilleniyor.
"60 metre yüksekliğindeki çan kulesi, iç mekanları brüt beton çıplaklığında bırakılan ana binaya belli bir mesafede duruyor. Paslanmaz çelikle kaplanan dış cepheler, binanın dini karakteriyle uyuşan bir ışıklılık katıyor."
Tange ise, Robin Boyd tarafından kaleme alınan otobiyografik kitabında, baş yapıtlarından St. Mary's katedralinin kendisinde bir mimar olarak yarattığı heyecandan söz ediyor:
"Mimari yaratı gerçekliği tartışmanın özel bir yolu. Tasarım, gerçekliğin ötesinde işlerlik kazanan ve gerçekliği işlevsel bir nesnenin inşaasıyla transforme eden bir faaliyet. Bu projenin sanatsal yanı ise çift taraflı; gerçekliği hem yansıtması hem de zenginleştirmesi üzerine kurulu. Gerçekliğin mimari yaratım vasıtasıyla meydana gelmesi şeklindeki tahayyül, gerçekliğin anatomisinin, ruhani ve bedensel/fiziksel strüktürünün bir bütün olarak var edilmesi gerekliliğini ortaya koyuyor."