Proje, Peru'nun periferisindeki Lima bölgesinde konumlanıyor. Okyanusa ve otoyola çok yakın olan proje, şehir mekezindeki kamusal alandan doğrudan görülebilmesi için arazinin yüksek bir noktasına yerleştirildi. Bina programı, şapel, krematoryum, yönetim birimleri, ortak tuvaletler ve bir kafeden oluşuyor. Kompleks içindeki yapıların etrafını sardıkları dairesel orta alan, seremoniler sırasındaki oluşan farklı dağılımlara olanak tanıyor. Yapı kompleksinin ortasına yerleştirilen ve haç göndermeli soyut bir heykel, binayı işaret etmesi ve dikkat çekmesi için yerleştirilmiş. Bu orta alanın bir diğer işlevi de, asli işleve sahip şapelin etrafındaki yan işlevli yapıların organizasyonal dağılımını sağlaması olmuş.
Yaklaşık 200 kişiye ev sahipliği yapabilen şapel, pek çok geometrik şeklin üzer5inde boşluklar oluşturduğu temiz bir tasarım anlayışına sahip. Bu duvar boşlukları, dini mekanın içine doğal ışık girişini sağlayarak farklı, özgün bir atmosfer yaratıyorlar. Temelde düz çizgiler üzerinden geliştirilen biçimsel kararlarla meydana çıkan altar, binanın içindeki dikkat merkezi olarak görev üstleniyor.
Projenin yürütücüsü Metropolis'ten Jose Orrego, "Krematoryum iki farklı işlevi barındırıyor: İlki, ölüm kültü üzerinden mistisizm, diğeri ise cesetlerin yıkanması, yakılması gibi fiziksel işlemler yüzünden pratiklik ve gerçekçilik taşıyor" diyor. Bu çift işlevsellik, binanın tasarımına da yansımış. Seremoni alanlarında sanatsal kompozisyonlar oluşturarak ilerleyen ‘çizgiler', rasyonel ve katı mekansal oluşumlarla bir arada duruyor. Seremonilerin yapıldığı alanlarla iş yapılan alanlar, ruhaniliğe karşılık somutluk yüzünden benzer biçimsel dillerle farklı görselliklere sahipler.
Tasarım yalın şekiller çizgiler ve beyaz rengi temel alıyor. Böylelikle onu saran kışkırtıcı ve gerçekçi kentsel mekandan kendini soyutlayarak bir tür zamansızlık kazanmaya çalışıyor.