Kai Vöckler'in Archis Interventions yayınlarından çıkan ‘Prishtina is Everywhere, Turbo Urnabism: the Aftermath Crisis' kitabı, Priştine'nin geçirdiği kimlik krizini gözler önüne seriyor.
Priştine'deki çarpık şehirleşme düzeni için ‘turbo urbanism' (turbo şehircilik) yakıştırması yapan Vöckler, bu akıl almaz dönüşüm furyasını post-Sovyet ülkeleri, Hindistan banliyöleri ve Brezilya favelalarının dönüşümüyle karşılaştırıyor. Kitapta, Priştine'nin 1999'dan sonraki durumu harita ve analizler eşliğinde anlatılıyor; krizin büyümesini önleyecek çözüm stratejilerine ve planlama yaklaşımı önerilerine belgelere de başvurularak yer veriliyor.
Kentsel dokuya uyum ve esetik kaygısından yoksun, çarpık kentleşme ürünü toplu konutlar
Priştine'deki yapılaşmanın hızına erişmenin zorluğu su götürmez bir gerçek. Küresel sermayenin de katkısıyla şehrin her yanında, kent dokusu veya siluetine olası uyumu/zararı tartışmaya bile açılmadan beş yıldızlı oteller, çok katlı konutlar, yer yer lüks siteler yükseliyor.
Azize Teresa Caddesi ve onu merkeze bağlayan kanallar üzerinde yayalaştırma ve meydanlaştırma projeleri birbirinin peşi sıra geliyor. 'Batılı, kapitalist, ışıltılı ve modern' nitelemelerine bürünmüş geleceğin Priştinesi'nin mottosu; ‘turbo urbanism'.
Şehrin en işlek caddelerinden birinin RTK binasından görünümü.