Uluslararası güncel sanat piyasasına işler üreten bir sanatçı olarak, Türkiye'nin "yükselen pazar" unvanıyla ilgili düşüncelerini de alabilir miyiz?
Bu konuda söyleyebilecek çok şey var ama açıkçası benim üretim sürecime doğrudan etki ettiğini söyleyemem. Ben biraz daha farklı meselelerle uğraşıyorum ve bunlar gündelik sanatı çok ilgilendiren meseleler değil aslında. Hatta bazen moda dışı bile kalabiliyor.
Ancak şunu söyleyebilirim, 90'lar kuşağı kafası karışık, uluslararası platformda kendine aşırı güvensiz ve bir şeyler yapmak için mutlaka yurt dışında eğitim alınması gerektiğine inanan bir kuşakken yurtdışından buraya ilgi olması en azından bu güvensizliği bir kırdı.
Küçük bir grup da olsa, sürekli yurt dışına gidip gelen yüze yakın sanatçımız var. Çünkü şu anda Türk sanatçılar ve Türk sanatı değerli ve bence bu hiç de fena bir gelişme değil. Yurt dışına gidince hem yeni yerler görüyorsun, hem işini gösterme fırsatın oluyor, hem bunlarla ilgili yazı yazıyorsun, hem de hakkında yazılar yazılıyor. Gerçek eğitim de bu, çünkü güncel sanatın net bir eğitimi yok.
"Ses yapan 3 nokta ve güvercin ağı ile gökyüzü süslemesi", eskiz Cevdet Erek.
Sen de Türkiye'den çok yurt dışında sergi açtın sanırım.
Evet, dolayısıyla Arter'deki "Görünmezlik Taktikleri" sergisi, İstanbul'da da birkaç parça işimi gösterebildiğim için çok önemli. Çünkü en yakın arkadaşıma bile işlerimi, fotoğraflardan ya da sözel olarak anlatabiliyordum ve bu artık çok sıkıcı bir hale gelmişti. Bu nedenle de Viyana'yla ilgili bir işi buraya getirmek, onun hakkında konuşma ve yazma şansı yaratması açısından olumlu oldu. Keşke işlerimi İstanbul'daki başka çevrelere de gösterebilsem.
Aslında güncel sanat mekanları açısından İstanbul'da da bir patlama söz konusu…
Evet, kurum sayısı çok arttı. Bu çok faydalı bir gelişme çünkü artık burada da işlerimizi gösterebiliyoruz. İzleyici, iyi ya da kötü mekanla ilgili nasıl bir kurgulama içinde olduğumu görebiliyor.
Sadece, yurt dışındaki "yükselen değer" ve merak konusu ile özel sermayenin Türkiye'de sanata yatırım yapması durumunun benim içerik ve biçimlerime olabildiğince etki etmemesine çalışıyorum. Ama bazı kişi ve kurumlar gerçekten çok destekçi oluyorlar. Dolayısıyla temel olan sanat ve üretimse bunda olumsuz bir yan görmüyorum.